Merkez Uzak, Etki Sınırlı: Depremin Coğrafi Avantajı

23 Nisan’da Marmara Denizi’nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul’u korkuttu ama yıkmadı. Bunun en büyük sebeplerinden biri, depremin merkez üssünün kente uzaklığı. Silivri açıklarında ve yaklaşık 7 km derinlikte gerçekleşen sarsıntı, İstanbul’daki zemin koşullarıyla birlikte etkisini azaltarak ulaştı.

Uzmanlar, özellikle aktif fay hattının Marmara’nın dibinde olması ve sarsıntının 0,2g gibi düşük bir ivme ile gerçekleşmesini, ciddi bir yıkım yaşanmamasının nedeni olarak gösteriyor. Bu ivme, İstanbul gibi bir metropolde hissedilse de, yapıların sınır değerlerine ulaşamadı.

Hazırlık Değil, Şans Faktörü: Yapı Stoğu Henüz Test Edilmedi

Depremde can kaybının yaşanmamış olması, İstanbul’un hazır olduğu anlamına gelmiyor. Uzmanlar, bu sarsıntının bir “ön test” bile sayılmayacağı görüşünde. Çünkü yıkıcılık eşiği olarak kabul edilen 6,5 büyüklüğüne ulaşılmadı, kırılan fay ise 10 km gibi sınırlı bir alanda kaldı.

Yapılan binlerce ihbardan yalnızca 7 binanın az hasarlı çıkması, her şeyin yolunda olduğunu göstermiyor. Zira ihbar yapılmayan hasarlı yapılar, toplanma alanlarının azalması ve acil ulaşım altyapısındaki zafiyetler, olası büyük bir depremde İstanbul’un halen ciddi risk altında olduğunu ortaya koyuyor.