Bugünün Haberi
26 Haziran 2025, 15:15
4
(Güncellendi: 26 Haziran 2025, 15:15)

Akromegali Hastalığı Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Akromegali, hipofiz bezinin fazla miktarda büyüme hormonu (GH) üretmesi sonucu ortaya çıkan nadir fakat ciddi bir hormonal bozukluktur. Genellikle yavaş ilerlediği için belirtileri yıllar içinde fark edilmeyebilir, bu da tanı konulmasını geciktirebilir. Tedavi edilmediğinde kalp hastalıkları, diyabet ve eklem sorunları gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilir. Peki, Akromegali nedir, hangi belirtilerle kendini gösterir ve nasıl tedavi edilir? İşte bu gizemli hastalığa dair bilinmesi gerekenler.
Akromegali Hastalığı Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Akromegali, Yunanca "akron" (uç, ekstremite) ve "megas" (büyük) kelimelerinden türemiştir. Adından da anlaşılacağı gibi, vücudun uç kısımlarının (eller, ayaklar, yüz) orantısız şekilde büyümesiyle karakterizedir. Bu durum, beyinde bulunan ve vücudun büyüme, gelişme ve metabolizmasını düzenleyen hipofiz bezinin genellikle iyi huylu bir tümör (adenom) nedeniyle aşırı büyüme hormonu (GH) üretmesiyle meydana gelir.

Büyüme hormonu fazlalığı, çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkarsa, kemiklerin uzaması devam ettiği için devlik (gigantizm) olarak adlandırılan aşırı boy uzamasına neden olur. Yetişkinlikte, kemiklerin büyüme plakları kapandığı için boy uzaması durur, ancak yumuşak dokular, kıkırdaklar ve bazı kemikler büyümeye devam eder. Bu da akromegaliye özgü fiziksel değişikliklere yol açar.



Akromegali Belirtileri Nelerdir?


Akromegali belirtileri genellikle sinsi başlar ve yıllar içinde yavaş yavaş belirginleşir. Bu nedenle, hastalar ve çevreleri çoğu zaman bu değişiklikleri yaşın veya genetik faktörlerin doğal bir sonucu olarak algılayabilir. Ancak aşağıdaki belirtilerin farkında olmak erken tanı için kritik öneme sahiptir:

  1. Fiziksel Değişiklikler:
    • Eller ve Ayaklarda Büyüme: Yüzük ve ayakkabı numaralarının büyümesi, en belirgin işaretlerden biridir.
    • Yüz Hatlarında Kalınlaşma: Alın ve çene kemiklerinde belirginleşme, burun ve dudaklarda kalınlaşma, dilin büyümesi (makroglossi) ve diş aralıklarının açılması.
    • Cilt Değişiklikleri: Cildin kalınlaşması, yağlanması ve terlemenin artması.
    • Ses Kalınlaşması: Ses tellerinin büyümesi nedeniyle seste derinleşme.
    • Vücut Kıllarında Artış.
  2. Genel Sağlık Belirtileri:
    • Eklem Ağrıları ve Artrit: Özellikle büyük eklemlerde ağrı ve hareket kısıtlılığı.
    • Uyku Apnesi: Boğazdaki yumuşak dokuların büyümesi nedeniyle solunum yolunun tıkanması.
    • Baş Ağrıları: Sık ve şiddetli baş ağrıları (hipofiz tümörünün baskısı nedeniyle).
    • Görme Bozuklukları: Tümörün görme sinirlerine baskı yapması durumunda çift görme veya görme alanı kaybı.
    • Halsizlik ve Yorgunluk: Hormonal dengesizliğe bağlı genel yorgunluk.
    • Carpal Tünel Sendromu: Elde uyuşma ve karıncalanma.
  3. Metabolik ve Sistemik Komplikasyonlar:
    • Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon).
    • Diyabet (Şeker Hastalığı) veya İnsülin Direnci.
    • Kalp Büyümesi ve Kalp Hastalıkları Riski.
    • Kolon Polipleri ve Kanser Riskinin Artması.
    • Tiroid Bezinde Büyüme (Guatr).

Önemli Not: Bu belirtilerin birçoğu başka sağlık sorunlarının da göstergesi olabilir. Ancak birden fazla belirtinin bir arada görülmesi ve zamanla ilerlemesi durumunda mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır.



Akromegali Neden Olur?


Akromegalinin neredeyse tüm vakalarında (%95'ten fazlası) neden, hipofiz bezinde gelişen iyi huylu bir tümör olan adenomdur. Bu tümörler, beyin tümörleri değildir ve genellikle yavaş büyürler. Nadiren, hipofiz dışı tümörler (pankreas, akciğer veya böbrek gibi) de ektopik (yer dışı) büyüme hormonu veya büyüme hormonu salgılatıcı hormon (GHRH) üreterek akromegaliye neden olabilir.



Media content

Teşhis ve Tedavi Yöntemleri


Akromegali teşhisi, belirtilerin değerlendirilmesi, fizik muayene ve hormonal testlerle konulur:

  1. Kan Testleri:
    • IGF-1 (İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü-1) Seviyesi: Büyüme hormonunun hedef organlar üzerindeki etkilerini gösteren bir hormondur ve akromegali tanısında çok önemlidir. Yüksek seviyeler akromegaliye işaret eder.
    • Oral Glikoz Tolerans Testi ile GH Supresyonu: Şekerli su içildikten sonra GH seviyelerinin düşmemesi, akromegali tanısını doğrular. Normalde şeker alımı GH salgısını baskılar.
  2. Görüntüleme Yöntemleri:
    • Hipofiz MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme): Hipofiz bezindeki tümörü (adenomu) görselleştirmek için kullanılır.

Tedavi Yöntemleri:

Akromegali tedavisi, büyüme hormonu seviyelerini normalleştirmeyi, tümörün boyutunu küçültmeyi ve semptomları hafifletmeyi amaçlar. Tedavi seçenekleri şunları içerir:

  • Cerrahi Müdahale: Genellikle ilk ve en etkili tedavi yöntemidir. Transsfenoidal cerrahi adı verilen bir yöntemle burundan girilerek tümör çıkarılır. Başarılı cerrahi, GH seviyelerini hızla normalleştirebilir.
  • İlaç Tedavisi: Cerrahi sonrası GH seviyeleri normale dönmeyen veya ameliyat için uygun olmayan hastalarda kullanılır.
    • Somatostatin Analogları: GH salgısını baskılar.
    • Dopamin Agonistleri: Bazı tümörlerde GH salgısını azaltabilir.
    • GH Reseptör Blokerleri: Büyüme hormonunun etkisini bloke eder.
  • Radyoterapi: Cerrahi ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen veya uygulanamayan durumlarda, tümörün büyümesini kontrol altına almak için kullanılabilir.

Akromegali, erken teşhis ve doğru tedavi ile yönetilebilen bir hastalıktır. Belirtilerin farkında olmak ve düzenli sağlık kontrollerini aksatmamak, olası ciddi komplikasyonların önüne geçmek için hayati önem taşır.

26 Haziran 2025, 15:26
4
(Güncellendi: 26 Haziran 2025, 15:26)

Altıncı Hastalık (Roseola Infantum): Çocuklarda Sık Görülen Ateşli Döküntü Hastalığı Nedir?

Altıncı Hastalık, tıp literatüründe "Roseola Infantum" veya "Exanthem Subitum" olarak bilinen, özellikle 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarda sıkça görülen viral bir enfeksiyondur. Genellikle yüksek ateşle başlayıp ardından vücutta pembe-kırmızı döküntülerin ortaya çıkmasıyla karakterize olan bu hastalık, ebeveynler için endişe verici görünse de çoğunlukla iyi seyirli ve kendiliğinden iyileşen bir rahatsızlıktır. Peki, Altıncı Hastalık nedir, belirtileri nelerdir ve tedavisi nasıl yapılır? İşte bu yaygın çocukluk hastalığına dair merak edilenler.
Altıncı Hastalık (Roseola Infantum): Çocuklarda Sık Görülen Ateşli Döküntü Hastalığı Nedir?

Altıncı Hastalık, insan herpes virüsü 6 (HHV-6) ve bazen de insan herpes virüsü 7 (HHV-7) tarafından gâyakan bir viral enfeksiyondur. Adı, çocukluk çağı döküntülü hastalıkları arasında altıncı sırada tanımlanmasından gelir (Kızamık, Kızamıkçık, Suçiçeği, Kızıl, Eritema Enfeksiyozum'dan sonra). Genellikle bahar ve kış aylarında daha sık görülür ancak yılın her döneminde ortaya çıkabilir.

Hastalık, damlacık yoluyla (öksürme, hapşırma) ve enfekte kişilerin salgılarıyla (tükürük gibi) doğrudan veya dolaylı temas yoluyla bulaşır. Kuluçka süresi genellikle 5 ila 15 gün arasındadır.



Altıncı Hastalık Belirtileri Nelerdir?


Altıncı Hastalığın tipik belirtileri, genellikle iki aşamada ortaya çıkar:

  1. Yüksek Ateş Dönemi:
    • Ani Başlayan Yüksek Ateş: Hastalık, genellikle 39-40°C'ye kadar yükselen, ani başlayan ve 3-5 gün sürebilen yüksek ateşle başlar. Ateş, ilaçlarla düşürüldüğünde geçici bir rahatlama sağlar ancak etkisi geçince tekrar yükselebilir.
    • Hafif Belirtiler: Bu dönemde çocuklarda belirgin bir başka hastalık belirtisi (öksürük, burun akıntısı gibi) genellikle görülmez, bu da ebeveynlerin kafa karışıklığı yaşamasına neden olabilir. Bazen hafif boğaz kızarıklığı veya lenf bezlerinde şişlik görülebilir.
    • Huzursuzluk ve İştahsızlık: Yüksek ateşe bağlı olarak çocukta huzursuzluk, uyku hali veya iştahsızlık görülebilir.
    • Ateşli Havale Riski: Özellikle küçük çocuklarda, ani ve yüksek ateş nedeniyle ateşli havale (febril konvülsiyon) riski bulunabilir. Bu nedenle ateşin kontrol altında tutulması önemlidir.
  2. Döküntü Dönemi:
    • Ateşin Düşmesiyle Başlar: Yüksek ateş 3-5 gün sonra aniden düşer. Ateşin düşmesiyle birlikte vücutta karakteristik döküntüler ortaya çıkar.
    • Pembe-Kırmızı Döküntüler: Genellikle gövdeden başlayıp boyun, kollar ve bacaklara yayılan, pembe veya açık kırmızı renkte, küçük, kabarcıksız ve kaşıntısız döküntülerdir. Basmakla solar ve çoğunlukla 1-2 gün içinde kendiliğinden kaybolur.
    • Genel Durumda İyileşme: Döküntülerin ortaya çıkmasıyla birlikte çocuğun genel durumu belirgin şekilde düzelir, neşelenir ve iştahı yerine gelir. Bu durum, ebeveynler için büyük bir rahatlama kaynağıdır.

Önemli Not: Ateşli dönemde başka bir belirti olmadığı için teşhis koymak zor olabilir. Döküntüler ortaya çıktığında ise diğer çocukluk çağı döküntülü hastalıkları (kızamık, kızamıkçık gibi) ile karıştırılabilir. Bu nedenle, çocuğunuzda yüksek ateş ve ardından döküntü gelişirse mutlaka bir çocuk doktoruna danışmalısınız.



Tanı ve Tedavi Yöntemleri


Altıncı Hastalığın tanısı genellikle, tipik belirtilerin (yüksek ateşin ardından döküntülerin çıkması) görülmesiyle klinik olarak konulur. Özel bir laboratuvar testine nadiren ihtiyaç duyulur.

Tedavi: Altıncı Hastalık, viral bir enfeksiyon olduğu için spesifik bir ilacı veya antibiyotiği bulunmaz. Tedavi, tamamen semptomları hafifletmeye yöneliktir:

  • Ateş Kontrolü: Doktorun önerdiği dozda ateş düşürücü ilaçlar (parasetamol veya ibuprofen) kullanılmalıdır.
  • Sıvı Tüketimi: Ateş ve terlemeye bağlı sıvı kaybını önlemek için çocuğa bol bol su, ayran, meyve suyu gibi sıvılar verilmelidir.
  • Dinlenme: Çocuğun bol bol dinlenmesi, iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Hafif Giyim: Ateşli dönemde vücut ısısının dengelenmesi için çocuğa kalın giysiler giydirilmemeli, ortam ısısı da uygun tutulmalıdır.
  • Ilık Duş: Çocuğu rahatlatmak ve ateşi düşürmeye yardımcı olmak için ılık duş aldırılabilir.

Antibiyotikler, Altıncı Hastalık bir virüs kaynaklı olduğu için etkisizdir ve sadece bakteriyel bir komplikasyon geliştiğinde doktor kararıyla kullanılmalıdır.



Media content

Ne Zaman Doktora Gidilmeli?


Altıncı Hastalık genellikle hafif seyirli olsa da, aşağıdaki durumlarda mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır:

  • Ateşin 5 günden uzun sürmesi veya aniden yükselmesi.
  • Ateşli havale (konvülsiyon) geçirilmesi.
  • Döküntülerin ortaya çıkmasına rağmen çocuğun genel durumunda kötüleşme (aşırı halsizlik, bilinç bulanıklığı, nefes darlığı).
  • Çocuğun sıvı almayı reddetmesi ve dehidrasyon belirtileri göstermesi.
  • Döküntülerin kaşıntılı olması veya farklı bir karakterde görünmesi.

Altıncı Hastalık, çocukluk çağının önemli bir parçasıdır ve ebeveynlerin bilinçli olması, bu süreci daha rahat atlatmalarını sağlar.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...