Lüksemburglu mevkidaşı Luc Frieden ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Merz, "Schengen bölgesini doğal olarak korumak istiyoruz, ancak Schengen bölgesinde serbest dolaşım ancak düzensiz göçü teşvik edenler, özellikle de göçmen kaçakçılığı yapanlar tarafından kötüye kullanılmadığı takdirde uzun vadede işe yarayacaktır" dedi. Merz'in bu sözleri, AB içinde düzensiz göçün yarattığı baskının, serbest dolaşım ilkesinin temelini tehdit ettiğine dair endişeleri yansıtıyor.

Polonya'dan Sınır Kontrolü Sinyali

Almanya'nın bu açıklamaları, Polonya Başbakanı Donald Tusk'un dün yaptığı açıklamaların ardından geldi. Tusk, yasadışı göçle ilgili artan endişeler nedeniyle hükümetinin Almanya ve Litvanya ile sınır kontrollerini yeniden başlatmayı düşündüğünü duyurdu.

Polonya devlet haber ajansı TVP World'e göre, Tusk, ülke sınırlarındaki genel durumu değerlendirmek üzere İçişleri Bakanlığı, sınır muhafızları, ordu ve polis yetkilileriyle bir güvenlik brifingi düzenleyeceğini bildirdi. Tusk, Alman tarafına "Şüpheli vakaların devam etmesi halinde Polonya-Almanya sınırındaki kontrolleri yeniden tesis etmek zorunda kalabileceğimizi Alman tarafına bildirdik" dedi ve sınır güvenliğinin hükümetin en önemli önceliklerinden biri olduğunu vurguladı. Ayrıca, herhangi bir kararın Polonya vatandaşlarına en az rahatsızlık verecek şekilde uygulanacağını ve Litvanya'dan Polonya'ya yasadışı geçişleri önlemek için de tedbirler alınacağını ekledi.

Polonya Eski Cumhurbaşkanından Almanya'ya Sert Tepki

Ayrı bir basın toplantısında ise Polonya'nın görevden ayrılan Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, hükümeti yasadışı göçmenlerin Almanya'dan Polonya'ya geri gönderilmesini önlemek için harekete geçmeye çağırdı. Duda, hükümetin bu konudaki tepkisizliğini eleştirerek, "Yasaların çiğnenmesine ve göçmenlerin zorla ülkemize itilmesine izin veremeyiz. Bu göç sorununu Almanya yarattı ve bununla kendi başlarına başa çıkmalılar. Bunu onlar için çözmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, göç krizinin AB üye ülkeleri arasında yarattığı gerilimi ve sorumluluk paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkları açıkça ortaya koyuyor.

Schengen bölgesinin geleceği, düzensiz göçle mücadeledeki AB içi işbirliğinin ve sınır kontrol politikalarının ne yöne evrileceğine bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor.