Bugünün Haberi
14 Haziran 2025, 17:54
7
(Güncellendi: 14 Haziran 2025, 17:54)

İsrail-İran Savaşı En Kötü 5 Senaryo Neler?

İsrail'in İran'a yönelik kapsamlı hava saldırıları ve İran'ın misillemeleriyle tırmanan gerilimde tansiyon giderek yükseliyor. İki ülke arasındaki çatışmanın geleceği belirsizliğini korurken, İngiltere basınına göre bu gerilimin kontrolden çıkması halinde bölgeyi ve küresel düzeni bekleyen beş "en kötü senaryo" bulunuyor.
İsrail-İran Savaşı En Kötü 5 Senaryo Neler?
PAYLAŞ

Ortadoğu, İsrail ve İran arasındaki doğrudan çatışmalarla diken üstünde. Dünyanın gözü, taraflardan gelen itidal çağrılarına rağmen hızla derinleşen bu krizde. BBC'nin analizine göre, çatışmanın tırmanması durumunda küresel ölçekte ciddi sonuçlar doğurabilecek beş olası senaryo masaya yatırıldı.

1. ABD, Savaşı Tarafı Haline Gelebilir

ABD her ne kadar İsrail'in saldırılarında doğrudan dahlinin olmadığını iddia etse de, İran, ABD güçlerinin bu saldırılara ya onay verdiğini ya da zımnen desteklediğini düşünüyor. BBC, İran'ın bu inançla Ortadoğu'daki ABD hedeflerine saldırabileceğini öngörüyor. Irak'taki özel kuvvetler kampları, Körfez'deki askeri üsler ve bölgedeki diplomatik misyonlar olası hedefler arasında sayılıyor. İran destekli Irak gruplarının hâlâ güçlü ve silahlı olması, bu tehdidin ciddiyetini artırıyor.

ABD, bu tür saldırı endişesiyle bazı personelini bölgeden çekmişti. Ancak İran saldırılarında ABD vatandaşlarının ölmesi halinde, ABD Başkanı Donald Trump "eyleme geçmek zorunda olduğu" bir durumla karşı karşıya kalabilir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sık sık "ABD'yi İran'ı yenilgiye uğratmaya çekmekle" suçlandığı da biliniyor. Askeri analistlere göre, İran'ın Fordo gibi derin yer altı nükleer tesislerine ulaşabilecek tek güç ABD'nin bombardıman uçakları ve sığınak delici bombaları. Trump'ın göreve gelmeden önceki "sonsuz savaşları durdurma" taahhüdüne rağmen, Cumhuriyetçi Parti'deki pek çok isim hem İsrail hükümetini hem de "Tahran'da rejim değişikliği zamanının geldiği" görüşünü destekliyor. ABD'nin aktif olarak çatışmanın bir parçası olması, şiddetin uzun süre tırmanacağı anlamına gelecektir.

Media content

2. Körfez Ülkeleri de Çatışmanın İçine Çekilebilir

İran'ın İsrail'deki askeri ve diğer hedeflere zarar verme konusunda başarısız olması durumunda, özellikle "düşmanlarına yardım ve yataklık etmekle" suçladığı Körfez ülkelerindeki "daha yumuşak hedefleri" füzeleriyle hedef alabileceği düşünülüyor. Bölgede pek çok enerji ve altyapı hedefi bulunuyor. İran, 2019'da Suudi Arabistan'daki petrol yataklarına saldırıyla suçlanmış, İran destekli Husiler de 2022'de Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) hedefleri vurmuştu.

Her ne kadar İran ile bazı bölge ülkeleri arasında son dönemde bir yakınlaşma yaşansa da, söz konusu ülkeler aynı zamanda ABD'nin hava üslerine ev sahipliği yapıyor ve geçen sene İran'ın füze saldırısına karşı İsrail'in savunmasına yardımcı olmuşlardı. Körfez ülkelerinin bir saldırıyla karşı karşıya kalması halinde, kendi savunmaları için ABD ve İsrail'den yardım talep etmeleri, özellikle de ABD savaş uçaklarının devreye girmesi beklenebilir.

3. İran'ın Nükleer Geleceği ve Yeni Bir Yarış

İsrail'in İran'a düzenlediği saldırılarda ülkenin nükleer ve askeri tesislerini hedef alması, İran'ın uranyum zenginleştirmesini engelleme ve nükleer silah edinme ihtimalini ortadan kaldırma amacını taşıyor. BBC, İran'ın nükleer tesislerinin iyi korunduğunu ve yeraltında olduğunu hatırlatarak, "Ya yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kilogramlık uranyum yok edilmezse?" sorusunu soruyor. Bu saldırılar, İran yönetimini "başka saldırıları uzak tutmanın tek yolunun olabilecek en hızlı şekilde nükleer kapasite yarışına girmek olduğu" konusunda ikna edebilir.

Bu noktada, İran'ın yeni askeri liderlerinin ölen seleflerinden "daha dik başlı" ve "daha az ihtiyatlı" olma ihtimali de göz ardı edilmiyor. Böyle bir durumda İsrail'in de yeni saldırılar düzenlemesi, bölgeyi bir saldırı-karşı saldırı sarmalının içine sokarak kontrolden çıkmasına neden olabilir.

Media content

4. Küresel Ekonomik Şok Kapıda

Çatışmanın tırmanması durumunda küresel bir ekonomik şok yaşanması da en kötü senaryolardan biri. Petrol fiyatları halihazırda yükselişteyken, İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatması ve petrol hareketlerine sınırlama getirmesi olası. Aynı zamanda Yemen'deki Husiler de Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını yeniden artırabilir.

Dünyanın pek çok ülkesi halihazırda hayat pahalılığı kriziyle mücadele ederken, petrol fiyatlarındaki bu artış küresel ölçekte enflasyonu tırmandırabilir. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi tarifeleriyle birleştiğinde, küresel ekonomiyi daha da zor bir duruma sokabilir.

Media content

5. Olası Bir İktidar Boşluğu ve Belirsizlik

BBC, son olarak "İsrail'in İran'daki rejimin çöküşünü sağlama yönündeki uzun erimli amacında başarılı olursa" ne olacağı sorusunu yöneltiyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada öncelikli hedeflerinin İran'ın nükleer kapasitesini yok etmek olduğunu söylese de, İran'da bir "rejim değişikliği" amaçladığının da sinyalini verdi.

Böyle bir durumda geride büyük bir "vakum" ya da "boşluk" kalabileceğine dikkat çekiliyor. "Bunun öngörülmeyen ne gibi sonuçları olur? İran’daki bir iç çatışma neye benzerdi?" soruları sorulurken, Irak ve Libya'da yaşanan kaos ortamı hatırlatılıyor. Rejim değişikliğinin öngörülemeyen sonuçları, bölgede yeni ve daha karmaşık krizlere yol açma potansiyeli taşıyor.

Bu beş senaryo, Ortadoğu'daki gerilimin küresel çapta ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun acil ve etkili müdahalesi olmadan, bölgenin ve dünyanın daha büyük bir istikrarsızlığa sürüklenmesi riski her geçen gün artıyor.