AYM'nin iptal kararı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi'nin başvurusu üzerine alındı. İtirazda, söz konusu maddenin "memuriyetten ilişik kesme gibi ağır bir sonuç" öngörmesine rağmen, hangi hal ve hareketlerin memuriyetle bağdaşmayacağının açık ve net bir şekilde belirtilmediği vurgulandı. Ayrıca, bu durumun keyfi yorum ve uygulamalara yol açtığına dikkat çekildi.

Yüksek Mahkeme de bu görüşü destekleyerek, temel hakları sınırlayan kuralların belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerektiğini belirtti. Kararda, "Bir kanun hükmünün muhataplarının hangi eylemin disiplin suçu teşkil ettiğinin ve bu eyleme bağlanan yaptırımın ne olduğunun belli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkan verecek şekilde kaleme alınmış olması, kanunilik ilkesinin sağlanması bakımından gereklidir" ifadelerine yer verildi. İptal edilen kuralın, disiplinsizlik hallerinin kapsamını net bir şekilde düzenlemediği ve bireylerin hangi fiillerin sonuç doğuracağını öngörememesine neden olduğu belirtildi.

Ne Anlama Geliyor?

Bu kararla birlikte, aday memurların görevine son verilme süreçlerinde daha somut ve objektif kriterlerin belirlenmesi gerekliliği ortaya çıktı. Artık "hal ve hareketler" gibi muğlak ifadelerle keyfi uygulamaların önüne geçilmesi hedefleniyor. AYM'nin bu kararı, memur adayları için daha şeffaf ve güvenilir bir adaylık süreci vaat ediyor.