Bugünün Haberi
9 Mayıs 2025, 16:49
15

DEM'den PKK Kongresi Açıklaması Yeni Sayfa!!

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), PKK'nın 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği ve silah bırakma ile örgütü feshetme konularının ele alındığı kongreye ilişkin dikkat çekici bir açıklama yayımladı. 8 maddelik açıklamada, "Yeni bir sayfa açılıyor" ifadeleriyle barış ve demokratik siyasete güçlü bir vurgu yapıldı.
DEM'den PKK Kongresi Açıklaması Yeni Sayfa!!

DEM Parti'nin açıklamasında, geçmiş çatışmalarda yaşamını yitiren tüm yurttaşlara saygı gösterilerek "Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz" denildi. Barış sürecinin ilerlemesi için demokratik siyasetin ön plana çıkması gerektiği vurgulanarak, "Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin" çağrısı yapıldı.

Erdoğan, Bahçeli, Özel ve Öcalan'a Teşekkür

Açıklamada, bu tarihi sürece katkıları dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Abdullah Öcalan'a teşekkür edildi. DEM Parti, 85 milyon yurttaşın barışı koruma ve inşa etme sorumluluğu taşıdığını da belirtti.

Media content

DEM Parti'nin 8 Maddelik Açıklamasının Tamamı:

  1. Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz.
  2. PKK'nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır.
  3. Öncelikle, uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk'ün, Kürt'ün, Çerkez'in, Arap'ın, Alevi'nin, Sünni'nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
  4. Şimdi, ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin.
  5. Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz. Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclis'in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur.
  6. Bu tarihi anda, Türkiye'nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır.
  7. Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan'a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli'ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye'nin barışı Ortadoğu'ya umut, dünyaya ilham olsun.
  8. DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder'i bir kez daha anarak tamamlıyoruz. Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz.


30 Haziran 2025, 12:50
6

Trump'tan Gerilimi Artıran Çıkış "İran'la Hiçbir Şey Konuşmuyorum"

Eski ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, ABD güçlerinin İran'daki nükleer tesislere yönelik hava saldırılarının ardından İran ile herhangi bir görüşme yapmadığını ve onlara hiçbir şey teklif etmediğini belirtti. Trump'ın bu sert açıklaması, İran ile gelecekteki ilişkiler ve olası bir nükleer anlaşma konusunda yeni tartışmaları başlattı.
Trump'tan Gerilimi Artıran Çıkış "İran'la Hiçbir Şey Konuşmuyorum"

Donald Trump, kendisine ait Truth Social platformundan yaptığı paylaşımda, Demokrat Partili Senatör Chris Coons'un "İran'ın nükleer programına verilen hasarın boyutunu bilmek için çok erken olduğu" yönündeki açıklamalarına yanıt verdi. Trump, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Sahtekar Demokrat Senatör Chris Coons'a, (şimdiye kadar süresi dolmuş olacak!) nükleer silah Ortak Kapsamlı Eylem Planı'na giden aptal yolda onlara milyarlarca dolar ödeyen Obama'nın aksine İran'a HİÇBİR ŞEY teklif etmediğimi söyleyin. Nükleer tesislerini tamamen YOK ETMEMİZDEN bu yana onlarla konuşmuyorum bile."

Bu sert açıklama, Trump'ın İran'a karşı izlediği katı politikaların devam ettiğini gösteriyor.

Ortak Kapsamlı Eylem Planı ve Trump'ın Çekilmesi

Trump'ın bahsettiği Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA), İran'ın nükleer faaliyetlerinin denetlenmesi ve düzenlenmesi karşılığında yaptırımların kaldırılmasını amaçlayan uluslararası bir anlaşmaydı. 2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin), Almanya ve AB ile İran arasında imzalanan bu anlaşmadan Trump, 8 Mayıs 2018'de tek taraflı olarak çekildiğini duyurmuştu.

Trump'ın yerine başkanlığa gelen Joe Biden ise göreve geldikten sonra İran'la nükleer anlaşmaya geri dönebileceklerinin sinyallerini vermişti. Ancak son saldırılar ve Trump'ın açıklamaları, bölgedeki gerilimi yeniden artırırken, İran ile nükleer müzakerelerin geleceği hakkında belirsizlikleri de beraberinde getiriyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...