Bugünün Haberi
27 Nisan 2025, 18:35
31

Deprem Fobisi Seismophobia Sarsıntının Ötesinde Bir Korku

Deprem korkusu 'seismophobia' hayatı nasıl etkiliyor? Deprem fobisinin belirtileri ve baş etme yolları hakkında detaylı bilgi burada.
Deprem Fobisi Seismophobia Sarsıntının Ötesinde Bir Korku

Her yeni deprem haberi, içimizde eski yaraları kanatıyor. Ancak bazıları için bu korku, günlük yaşamı alt üst eden bir fobiye dönüşüyor. Deprem fobisi, yani 'seismophobia', dünya sallandıkça daha fazla kişiyi esir alıyor.

Deprem Korkusunun Gölgesinde Yaşamak

Sıradan bir gün... Salonda sallanan bir perde püskülü, bir anda çığlıkları yükseltiyor. Bir başka anda, kuşların olağandışı ötüşü bile masanın altına kaçmaya sebep oluyor. Kalbin yerinden fırlayacakmış gibi atması, ter damlalarının alnı kaplaması, kontrolsüz titremeler... Tanıdık geliyor mu?
Deprem fobisi yaşayanlar için hayat bu kadar zor. Bir arkadaşım, büyük binaların yanından bile geçmiyor, "ya devrilirse" korkusuyla. Endişem şu ki; bu insanlar, bir gün depremden değil, korkularının yarattığı panikten zarar görecekler. Belki bir camdan atlayarak, belki de kalp krizinden...

Deprem Fobisi Neden Bu Kadar Korkutucu?

Yunanca "seismo" kelimesinden türeyen "seismophobia", yalnızca yaşanacak bir deprem değil, onun yol açacağı felaket senaryoları üzerinden kişiyi esir alıyor. Asıl korku, kayıp... Sevilenleri yitirmek, her şeyin bir anda yerle bir olması.
Ve en kötüsü: Belirsizlik.
Nerede? Ne zaman? Ne kadar şiddetli? Bu soruların hiçbirinin cevabı yok. Ve bu belirsizlik, zihinlerde kara bulut gibi büyüyor. Güvende olduğunu sanmak da yetmiyor, çünkü felaketin nerede, nasıl vuracağını kimse bilemiyor.
Uzmanlara göre artçı depremler bile, bu fobisi olan kişilerde yoğun çaresizlik hissi yaratabiliyor.

Deprem Fobisinin Belirtileri

Seismophobia'nın belirtileri kişiden kişiye değişebiliyor.
Ancak en sık karşılaşılanlar şöyle:

  • Her seste irkilmek
  • Uykuya direnmek
  • Yeme düzeninin bozulması
  • Sürekli kabus görmek
  • Sosyal hayattan kaçınmak
  • Deprem haberleriyle günlerce evden çıkmamak
  • Zemin katlarda fenalaşma hissi yaşamak

Bu belirtiler, kişinin yaşadığı travmanın boyutuna, yaşına ve psikolojik direncine bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor.

Deprem Fobisiyle Baş Etmenin 7 Yolu

Uzmanlar, deprem fobisinin kontrol altına alınabileceğini söylüyor. Hatta bazı durumlarda ilaçsız yöntemlerle bile ilerleme kaydedilebiliyor. Peki, ne yapmalı?

1. Rutinine Sıkı Sıkıya Bağlı Kal

Psikiyatrist Jason Eric Schiffman'a göre, günlük hayat akışını korumak şart. "Sakinleşmek için sigaraya sığınmayın." diye de uyarıyor.

2. Korkularını Bastırma

Yaşadığın duyguları gizlemek, onları büyütmekten başka bir işe yaramaz. Açık ol. Anlat. Çünkü duygusal donukluk, travmayı derinleştirir.

3. Kaçınmayı Bırak

Çocuğunla aynı yatakta yatmak, kapıları açık bırakmak gibi "masum" görünen davranışlar korkuyu besler. Ancak acele etmeden, adım adım bu alışkanlıklardan vazgeç.

4. Zihnini Güçlendir

Bir deprem planın olsun. Hazırlıklı olmak, zihninde "kontrol" algısını artırır ve kaygını azaltır.

5. Terapiyi Düşün

Bilişsel davranışçı terapi yöntemleri, korkunun köklerini tanımanı ve yerlerine daha gerçekçi düşünceler koymanı sağlar.

6. Deprem Çantasını Göz Önünde Tutma

Evet, bir deprem çantası hazır olmalı. Ancak sürekli göz önünde tutmak, farkında olmadan kaygıyı besler.

7. Acil Durum Listeni Kısalt

Uzman Judith Kolberg öneriyor: Önce acil durumda alman gereken 10 şeyi listele. Sonra bunu 5’e, ardından 3’e indir. Bu egzersiz, gereksiz paniğin önüne geçer.

Deprem Korkusunda Sakinliğin Gücü

California’da deprem terapileri üzerine çalışan Janis Ericson, "En büyük güvenli bölgeyi, kendi sakinliğinizi koruyarak yaratırsınız." diyor. Panik, felaketi büyütürken, bilinçli ve serinkanlı davranış, hayatta kalmanın anahtarı.
Hipnoterapist Nicholas Pollak ise, zihinsel alıştırmalar öneriyor. Gözlerini kapatıp, bir deprem anını zihninde iki farklı şekilde canlandır: Biri panikle donakalmış, diğeri soğukkanlı ve planlı bir "sen". Hangisi olacağına karar vermek senin elinde.

5 Eylül 2025, 15:10
5
(Güncellendi: 5 Eylül 2025, 15:11)

Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Dijital cihazların çocukların gelişimi üzerinde ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken uzman isim, özellikle 0–6 yaş arasındaki çocukların ekran süresinin mutlaka sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Uzman, ekran bağımlılığının dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal becerilerde gerilemeye yol açabileceğini belirterek, ailelere ise “Rol model olun, ekranı sakinleştirici olarak kullanmayın” çağrısında bulundu.
Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Barut, telefon ve tablet kullanımının çocukların gelişiminde yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti. Özellikle 0–6 yaş grubunda ekran süresinin artması; dikkat eksikliği, hiperaktivite belirtileri, uyku sorunları ve sosyal ilişkilerde zayıflama gibi riskleri beraberinde getiriyor.

Barut, hızlı görsel geçişler içeren içeriklerin çocukların dikkat sürelerini kısalttığını, mavi ışığın ise uyku hormonlarını baskılayarak uykuya geçişi zorlaştırdığını vurguladı.

Empati ve Sosyal Beceriler Zarar Görüyor

Uzman açıklamasında, yüz yüze etkileşimlerin yerini ekranın almasının çocuklarda empati gelişimini olumsuz etkilediğini söyledi. Sosyal ipuçlarını anlama ve duyguları doğru şekilde yönetme becerilerinin zayıfladığına dikkat çekti.

“Çocukların ekran yerine deneyimsel öğrenmeye ve gerçek etkileşimlere yönlendirilmesi gerekiyor” diyen Barut, ekran bağımlılığının ilerleyen yaşlarda duygusal sorunlara zemin hazırlayabileceğini belirtti.

Telefonu Sakinleştirici Olarak Kullanmayın

Birçok ebeveynin çocuklarını susturmak ya da sakinleştirmek için dijital cihazları kullandığını dile getiren Barut, bunun uzun vadede duygusal düzenleme sorunlarına neden olduğunu söyledi.

“Telefonu bir ödül veya ceza aracı yapmak çocukların duygusal gelişimini engeller” diyen Barut, bu durumun ilerleyen yıllarda stres, kaygı ve öfke ile başa çıkma becerilerini olumsuz etkilediğini ifade etti.

Ailelere Öneriler: Kitap, Oyun, Etkinlik

Çocukların ekran karşısında geçirdiği süreyi günde 1 saatle sınırlamanın önemine değinen Barut, şu önerilerde bulundu:

Çocukları kitap okumaya ve açık havada oyun oynamaya yönlendirin.

Dijital içerikleri birlikte izleyip üzerine konuşun.

Yemek saatlerinde veya yatmadan önce dijital molalar planlayın.

Barut, ailelerin rol model olması gerektiğini hatırlatarak, “Sınırsız ekran kullanan bir yetişkinin çocuğa sınır koyması mümkün değildir” dedi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...