Payload Logo
23 Ocak 2025, 00:16
0

Depresyonla Mücadelede Çığır Açan Gelişme Beyin İmplantı Denemeleri Başladı

Depresyon, günümüz dünyasının en yaygın sağlık sorunlarından biri. İlaç tedavileri ve psikoterapi gibi geleneksel yöntemlerin yanı sıra, bilim insanları yeni ve daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmek için araştırmalarına devam ediyor. Bu kapsamda, İngiltere'de geliştirilen bir beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) sistemi, depresyon tedavisinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Depresyonla Mücadelede Çığır Açan Gelişme Beyin İmplantı Denemeleri Başladı

Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) tarafından klinik denemeye alınan bu yenilikçi cihaz, beyin dalgalarını doğrudan değiştirmek için ultrason teknolojisini kullanıyor. Bu sayede, depresyon, bağımlılık ve epilepsi gibi nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde daha etkili sonuçlar alınması hedefleniyor.

Beyin-bilgisayar arayüzleri, beyin ile bilgisayar arasında doğrudan iletişim kurmayı sağlayan sistemlerdir. Bu yeni cihaz ise, ultrason dalgaları kullanarak beyindeki belirli bölgeleri hedef alıyor ve bu bölgelerdeki elektriksel aktiviteyi düzenliyor. Böylece, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkların neden olduğu anormal beyin aktivitesi düzeltilmeye çalışılıyor.

Geleceğin Tedavisi mi?

Bu teknolojinin, ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalar için yeni bir umut ışığı olduğu düşünülüyor. Ancak, cihazın uzun vadeli etkileri ve yan etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Klinik denemelerin sonuçları, bu teknolojinin gelecekteki kullanım alanları hakkında daha net bir fikir verecek.

Beyin-bilgisayar arayüzleri, nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde çığır açabilecek potansiyele sahip. Özellikle depresyon gibi yaygın bir sorunun tedavisinde bu teknolojinin kullanılması, milyonlarca insanın hayatını olumlu yönde etkileyebilir.

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...