Payload Logo
8 Kasım 2023, 18:02
2

Doğuma Gelmeyen Eş Boşanma Davasında Ağır Kusurlu Sayılacak

Kayseri Barosu Avukatlarından Alperen Sunulu, doğum sırasında karısının yanında olmayan eşlerin kişilik haklarının zedelenmesi sebep olacağını ve boşanma davalarında ağır kusur olarak nitelendirileceğini söyledi.
Doğuma Gelmeyen Eş Boşanma Davasında Ağır Kusurlu Sayılacak

Avukat Alperen Sunulu evlilik müesesesinin yükümlülüklerinin uygulanmadığında bazı hakların ihlal edileblieceğini belirterek "Evlilik güven ilişkisine dayalı olarak tarafların hayatlarını birleştirmesidir. Evlilik taraflara birtakım yükümlülükler vermektedir. Buna göre taraflar resmi makamlar önünde hayatlarını bundan sonraki aşamada birleştireceklerini başka bir tabirle iyi günde ve kötü günde bir arada bulunacaklarını taahhüt ettikleri hukuki kurumdur. Yargıtay’ın 2020 tarihli kararında manevi tazminata ilişkin olarak yerel mahkeme tarafından ret edilen talebin bozulmasına karar vermiştir. Buna göre doğum yapan eşin yanında bulunmayan diğer eş tam kusurlu kabul edilmiştir. Burada manevi tazminat hususuna değinmek gerekiyor. Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 2. fıkrasında manevi tazminat hükmüne ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Şimdi bu ilgili maddeye baktığımızda değerlendirmemiz gereken hususlar var. Bunlardan birincisi bir davranış olması gerekiyor. Bu davranışla birlikte karşı taraf kusurlu olmalı ve diğer eşin de bu nedenle kişilik haklarının zedelenmiş olması gerekiyor. Şimdi bu unsurları değerlendirerek gitmemiz gerekiyor” dedi.

Avukat Sunulu,doğum yapan eşin yanında bulunmamasının kişilik hakları kavramını zedeleyeceğini söyleyerek; “Davranış ve kusurlu davranış eşin kusuru olduğu hususta da evlilik birliği belirttiğimiz gibi kişilere belirli yükümlülükler vermekte. Bunlar da bir arada yaşama, iyi günde kötü günde birlikte bulunma, birbirine yardımcı olma gibi hususlarda eşler birbirine yardımcı olmazsa, en önemlisi sadakat yükümlülüğünü ihlal ederlerse ve bu durumdan karşı taraf zarar görürse, kişilik hakkı zedelenirse ve bu kişilik hakkı zedelenmesinden kastımız da; kişilik hakkı dediğimiz şey, kişinin toplum içerisindeki saygınlığını temin eden değerlerin tümü olarak tanımlayabiliriz. Bu değerler ne şekilde zarar görür dersek de sosyolojik ve hukuki anlamda da belirttiğimiz gibi kişiler hayatlarını birbirine yardımcı olmak için, güven ilişkisine dayalı olarak birleştirdiklerinden kişinin başka bir tabirle en güvendiği kişi olan eşinin yanında olmayışı hele ki doğum gibi önemli bir anda olmayışı kişinin iç huzurunu bozar. Bununla birlikte toplum içindeki yerinin de sorgulanmasına neden olur. Bu nedenle de kişilik hakkı zedelenir. Kişilik hakkı kavramını yalnızca icrai bir davranış olarak görmememiz gerekiyor. Mesela kişi eşine hakaret eder ya da rencide eder bunun gibi icrai bir davranışla da olabilir. Yükümlülüklerine uymayarak yani sadakat yükümlülüklerine uymayarak, eşine evlilik birliği içerisinde yardımcı olmayarak ihmali anlamda da bu davranışı gerçekleştirebilir” ifadelerini kullandı.


Ayrıca eşin doğum sırasında bulunmamasının daha sonra manevi tazminat hakkının ortaya çıkacağını belirten Avukat Sunulu, "Toparlayacak olursak, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 2. fıkrasında verilen hükme göre kusurlu olan eş, bu kusuru neticesinde verdiği zararla birlikte diğer eşin kişilik haklarının zedelenmesine yol açmışsa bu durumda manevi tazminat talebinde bulunma hakkı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda hakim, sosyolojik ve ekonomik değerlendirmede bulunarak da belli bir miktarda manevi tazminata da hükmedebilir” dedi.

29 Nisan 2025, 21:55
53
(Güncellendi: 29 Nisan 2025, 21:55)

AZ ÖNCE AÇIKLADI! İmamoğlu Geri Adım Atacak Mı? Özgür Özel Bomba Gibi KONUŞTU!

Siyasetin tansiyonu yükseliyor, gözler CHP lideri Özgür Özel’in sözlerinde. İmamoğlu’nun geleceği ve CHP’nin yol haritası artık netleşti.
AZ ÖNCE AÇIKLADI! İmamoğlu Geri Adım Atacak Mı? Özgür Özel Bomba Gibi KONUŞTU!

Özgür Özel'den Net Mesaj: "İmamoğlu Geri Adım Atamaz"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun serbest bırakılmaması ihtimaline karşı partisinin nasıl bir yol izleyeceğine dair net konuştu.
Özel, “Bu saatten sonra İmamoğlu’nun ‘aday değilim’ deme hakkı yok. Arkasında 15,5 milyon insan var ve Türkiye’nin demokrasi umudu haline gelmiş durumda,” ifadeleriyle iddialı bir duruş sergiledi. İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturmalara tepki gösteren Özel, süreci bir "algı operasyonu" olarak nitelendirdi.

İmamoğlu İçin Alternatif Senaryo Hazır

Özel, İmamoğlu'na siyasi yasak getirilmesi durumunda bile halkın iradesinin arkasında duracaklarını vurguladı.
“Eğer siyasi yasak getirilirse, İmamoğlu sembol isim olarak kalacak; sahada biz olacağız. Gerekirse üç koldan Mansur Yavaş, ben ve diğer adaylar Türkiye’yi dolaşacağız,” dedi.
Özel ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın ziyaretlerinde CHP'de kameraların kapatılmasını istediklerini belirterek, "Jammer kullanımını tartışmak bile abes" yorumunda bulundu. İktidarın, yıpratma girişimlerine rağmen CHP’nin dik duruşunu koruduğunu sözlerine ekledi.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...