İstanbul genelinde büyük paniğe yol açan depremin ardından, vatandaşların ilk refleksi sevdiklerinin durumunu öğrenmek oldu. Ancak GSM hatlarında yaşanan çökme nedeniyle telefon görüşmeleri yapılamaz hale geldi, SMS gönderimleri ise ya gecikti ya da hiç ulaşmadı. Bu durum, depremzede vatandaşların bilgi alma ve yardım isteme süreçlerini ciddi şekilde aksattı. Panik halindeki birçok vatandaş, çareyi internet tabanlı mesajlaşma ve arama uygulamalarında buldu. WhatsApp, Telegram gibi platformlar üzerinden iletişim kurmaya çalışan halk, GSM operatörlerine sosyal medyada adeta ateş püskürdü.

"Depremde Değil Sistemde Çöküyoruz": Kullanıcılardan Sert Tepki

Yüksek mobil iletişim faturalarına rağmen böylesine kritik bir anda iletişim kuramamalarına isyan eden kullanıcılar, operatör firmalarının hazırlıksızlığını ağır bir dille eleştirdi. Sosyal medyada binlerce kullanıcı, "Depremde değil sistemde çöküyoruz", "Parasını almayı biliyorlar, hizmet sıfır", "Bu kadar vergiye bu altyapı mı?" gibi yorumlarla tepkilerini dile getirdi. Deprem gibi hayati öneme sahip anlarda iletişimin kesintiye uğraması, vatandaşların güven duygusunu derinden sarstı.

GSM Şirketlerinden Skandal "Telafi" Hamleleri: Bedava Paket ve "İnterneti Kullanın" Önerisi!

Beklenen özür ve altyapı güçlendirme adımları yerine, GSM şirketlerinden gelen "telafi" mesajları ise adeta pes dedirtti. Bir operatör, kullanıcılarına göstermelik bir şekilde bedava internet, SMS ve 500 dakikalık konuşma paketi tanımlarken, bir diğerinden gelen mesaj ise tam anlamıyla skandal niteliğindeydi: "Değerli müşterimiz, iletişimde internet tabanlı uygulamaları kullanmanızı öneririz."

Bu "öneri", deprem anında dahi doğru düzgün internet erişimi sağlayamayan ve zaten bu uygulamalara yönelmek zorunda kalan vatandaşların öfkesini daha da alevlendirdi. Kullanıcılar, bu tür genel geçer ve çözüm odaklı olmayan yaklaşımların, yaşanan mağduriyetle alay etmek anlamına geldiğini belirterek tepkilerini daha da yükseltti.

GSM şirketlerinin bu tutumu, iletişim altyapısındaki kronik sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine, günü kurtarmaya yönelik hamleler yapmaya devam ettiklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Deprem gibi felaketlerde hayati öneme sahip olan iletişimin kesintisiz sağlanması için yetkililerin ve şirketlerin acil ve somut adımlar atması gerektiği bir kez daha net bir şekilde ortaya çıktı.