Olay Şöyle Gelişti

Fatih Kapan, 2013 yılında yaşanan Gezi Parkı olaylarının ardından açılan davalardan birinde sanık durumundaki Ayşe Barım için verdiği tahliye kararıyla gündeme gelmişti. Barım, döneminde "eylem örgütlemek" suçlamasıyla yargılanıyordu. Ancak Kapan’ın, savcılığın itirazına rağmen tahliye kararı vermesi, hem kamuoyunda hem de yargı çevrelerinde tartışmalara neden olmuştu.

Tahliye kararının ardından savcılık, kararı bozma talebiyle Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurmuştu. Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı onaylaması üzerine süreç tamamlanmıştı. Ancak bu süreçle ilgili olarak Fatih Kapan’a yöneltilen eleştiriler devam etmişti.

HSK’nın Kararı

HSK, Fatih Kapan hakkında yürütülen disiplin soruşturmasını değerlendirdi ve aldığı oybirliği kararıyla Kapan’ı görevinden aldı. HSK, açıklamada, "Hakimin verdiği kararlar sırasında mesleki özen ve tarafsızlık ilkelerine aykırı davranıldığı tespit edilmiştir," ifadesini kullandı. Ayrıca Kapan, yeni görevi olarak bir tüketici mahkemesi hakimliğine atandı.

Bu karar, özellikle yargı bağımsızlığı ve siyasi baskı iddiaları bağlamında geniş tartışma yarattı. Bazı kesimler, HSK’nın kararının siyasi bir müdahale olduğunu iddia ederken, diğerleri hakimin verdiği kararların adli süreçlere zarar verdiği gerekçesiyle HSK’yı destekledi.

Kamuoyunun Tepkisi

Karar, sosyal medya ve basında geniş yer buldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi sivil toplum kuruluşları, HSK’nın kararını eleştirerek "yargı bağımsızlığına yönelik bir saldırı" olarak nitelendirdi. İHD açıklamasında, "Hakimlerin verdiği kararlar üzerinden disiplin cezası uygulanması, yargı mensuplarını korkutmaya yönelik bir mesajdır. Bu durum, adalet sisteminin güvenilirliğini zedeleyecektir," denildi.

Öte yandan, hükümet yanlısı bazı çevreler ise HSK kararını destekledi. Bu gruplar, "Hakimlerin her zaman tarafsız ve kanuna uygun kararlar vermesi gerekmektedir. Kapan’ın verdiği tahliye kararı, kamu düzenini tehdit eden bir eylemi görmezden gelmek anlamına geliyordu," diyerek görüşlerini ifade etti.