Silivri Depremi: Büyük İstanbul Depremine Bir Adım Daha mı Yaklaştık?

23 Nisan günü İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, art arda gelen 100'ü aşkın artçı ile sarsıcı bir hatırlatma yaptı. Silivri açıklarında meydana gelen bu sarsıntının ardından uzmanlar, beklenen büyük depreme dair umut verici bir gelişme olmadığını net biçimde ifade etti. Prof. Dr. Namık Çağatay, 1766 yılından bu yana Marmara Denizi’nde biriken stresin hâlâ tamamen boşalmadığını ve asıl büyük depremin aynı hat üzerinde yaşanacağını söyledi.

Meydana gelen bu son depremin, beklenen büyük depremi tamamen önlemediğini, sadece gelecekteki yıkımın büyüklüğünü hafifçe azaltmış olabileceğini belirten uzmanlar, İstanbul için tehlikenin hâlâ sürdüğüne dikkat çekiyor. Stresin tam anlamıyla boşalıp boşalmadığını anlayabilmek için ise deniz tabanı sismik araştırmalarının şart olduğu vurgulanıyor.

İstanbul'un Deprem Gerçeği: Henüz Rahat Nefes Alamayız

Afet ve toplanma alanlarının yetersizliği, deprem sonrası İstanbul'un en büyük sorunlarından biri olarak yeniden gün yüzüne çıktı. Binlerce insan, sığınacak güvenli alan bulmakta zorlandı ve okul bahçeleri gibi açık alanlara akın etti.

Prof. Dr. Okan Tüysüz ve Cemal Gökçe gibi uzmanlar, İstanbul'un yapı stoğunun olası büyük bir depreme karşı hâlâ yeterince dayanıklı olmadığını, her yeni sarsıntının bir uyarı niteliği taşıdığını dile getiriyor. Mevcut tabloya bakıldığında, İstanbul'un 1999 depreminden bu yana çok daha güvenli hale gelmediği açıkça görülüyor.