Payload Logo
15 Mart 2025, 16:43
2

Kızamık Vakaları Neden Arttı? Uzmanlar Uyarıyor!

Avrupa'da kızamık vakalarındaki korkutan vaka sayısı artışı endişe verici boyutlara ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, 2024'ün başından itibaren Avrupa bölgesinde 127.350 kızamık vakası tespit edildi. Bu sayı, 2023'te bildirilen vaka sayısının iki katından fazla ve 1997'den beri görülen en yüksek kızamık vaka sayısı olarak kayıtlara geçti. Uzmanlar, bu artışın nedenleri ve alınması gereken önlemler konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. Bu durum, halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmakta ve acil müdahale gerektirmektedir.
Kızamık Vakaları Neden Arttı? Uzmanlar Uyarıyor!

Kızamık vakalarındaki artışın sebepleri neler? Aşı karşıtlığının rolü ne? Aileler çocuklarını nasıl koruyabilir? En önemli korunma yöntemi aşılama mı? Kızamıkta korkutan vaka sayısı artışı bireysel ve toplumsal sağlığı nasıl etkiliyor? Tüm bu soruların cevabı, aşılamanın önemini vurgularken, toplum sağlığını koruma bilincini artırmakta yatıyor.

Kızamık Vakalarındaki Artışın Nedenleri Neler?

Kızamık vakalarındaki korkutan vaka sayısı artışı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle açıklanabilir. Özellikle Avrupa bölgesinde görülen bu artış, halk sağlığı uzmanlarını harekete geçirmiş durumda.

  1. Anlayın: Kızamık virüsü, enfekte kişilerin öksürmesi ve hapşırmasıyla havaya saçılan damlacıklar yoluyla kolayca yayılır. Bu nedenle, enfekte bir kişiyle aynı ortamda bulunmak, virüsün bulaşma riskini önemli ölçüde artırır.
  2. Değerlendirin: Hijyen kurallarına yeterince uyulmaması, özellikle el yıkama alışkanlığının yetersiz olması, virüsün yayılmasını kolaylaştırır. Eller yoluyla virüsün ağız, burun veya gözlere taşınması enfeksiyona yol açabilir.
  3. Unutmayın: Kalabalık ve kapalı ortamlarda, özellikle okullar ve toplu taşıma araçları gibi yerlerde, virüsün yayılma hızı daha da artar. Bu tür ortamlarda virüsün bulaşma olasılığı, sosyal mesafe kurallarının ihlal edilmesiyle doğru orantılıdır.
  4. Göz Önünde Bulundurun: Yetersiz havalandırma, kapalı alanlardaki virüs yoğunluğunu artırarak bulaşma riskini yükseltir. Bu nedenle, kapalı mekanların düzenli olarak havalandırılması büyük önem taşır.
  5. Bilinmelidir: İklim değişiklikleri, virüslerin yayılma hızını ve mevsimselliğini etkileyebilir. Sıcaklık ve nem değişiklikleri, virüslerin hayatta kalma süresini ve bulaşıcılığını etkileyerek salgınların seyrini değiştirebilir.


Aşı Karşıtlığı ve Kızamık Salgını Arasındaki İlişki

Aşı Reddi Nedenleri:

Aşı karşıtlığının temelinde, aşıların içeriği hakkında dolaşan yanlış bilgiler ve güvensizlik yatmaktadır. Bazı kişiler, aşıların otizme neden olduğu gibi bilimsel dayanağı olmayan komplo teorilerine inanmaktadır. Bu tür yanlış bilgilendirmeler, ailelerin aşı konusunda tereddüt yaşamasına ve çocuklarını aşılatmaktan kaçınmasına neden olmaktadır. Bu durum, toplum sağlığı açısından ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Aşı Karşıtlığının Sonuçları:

Aşı karşıtlığının en önemli sonucu, toplumda bağışıklık oranının düşmesidir. Yeterli sayıda kişi aşılanmadığında, kızamık gibi bulaşıcı hastalıklar kolayca yayılabilir ve salgınlara yol açabilir. Avrupa Bölgesi'nde 2024'te bildirilen 127.350 kızamık vakası, aşı karşıtlığının vaka sayısı artışındaki etkisini açıkça göstermektedir. Bu durum, özellikle savunmasız gruplar için hayati tehlike oluşturmaktadır.

Medyanın Rolü:

Medyanın, aşılar hakkında doğru ve güvenilir bilgi yayma konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır. Yanlış ve yanıltıcı haberlerin yayılması, aşı karşıtlığını körükleyebilir ve toplum sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, medyanın aşılar konusundaki haberlerini dikkatli bir şekilde sunması ve bilimsel kanıtlara dayanması büyük önem taşımaktadır.

Bilimsel Kanıtların Önemi:

Aşıların güvenli ve etkili olduğuna dair çok sayıda bilimsel kanıt bulunmaktadır. Bu kanıtlar, aşıların kızamık gibi bulaşıcı hastalıklara karşı en etkili korunma yöntemi olduğunu göstermektedir. Halk sağlığı uzmanları, aşıların faydalarının risklerinden çok daha fazla olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle, aşı kararları verilirken bilimsel kanıtların dikkate alınması ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinilmesi büyük önem taşımaktadır. Toplum olarak bu bilince sahip olmak, salgınların önüne geçmek için kritik bir adımdır.

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...