Linkedin Türkiye'de Pek İşe Yaramıyor! Network Mü, Boş Övgü Düzenler Kulübü Mü?
LinkedIn… Bir zamanlar iş dünyasının vazgeçilmezi olması beklenen, 'networking' denince ilk akla gelen platform. Ama Türkiye'de işler biraz daha değişik. Gerçek bağlantılar kurmak yerine 'tebrikler', 'başarılar dilerim' yorumlarıyla dolup taşan bir etkileşim pazarı haline gelmiş durumda... Peki neden? Gelin konuşalım...
Gerçek profesyonel bağlantılar mı? Yoksa karşılıklı "Tebrikler, başarılar dilerim" yorumu yapılan bir beğeni pazarı mı? Aslında cevap kendi sorusunda gizli diyebiliriz. Baştan söyleyelim, buradaki yazıların geneli yorumlara dayalı. Dışarıdan, platformlardan ve Ekşi sözlük yorumlarından gördüğümüz şikayetlerin genel bir sentezi diyebiliriz. Alternatif yorumlarınız varsa bizimle paylaşabilirsiniz arkadaşlar.
LinkedIn Türkiye’de Nasıl Kullanılıyor?
Dünya genelinde LinkedIn, iş dünyasının sosyal medya platformu olarak bilinir. İnsanlar burada network oluşturur, iş fırsatlarını kovalar, sektörel analizler yapar. Ama tabii Türkiye’deki kullanım biçimi biraz farklı. Gerçek iş fırsatlarından çok, beğeni ve yorum takaslarına, kişisel marka gösterilerine ve boş motivasyon sözlerine dönüşmüş durumda… İyi de bunun neresi yanlış? Aslında ortada yanlış yok. Sadece hedeften biraz şaşma var gibi. Nasıl mı?
Örneğin;
- “Büyük bir gururla paylaşmak isterim ki…” diye başlayan, içi boş tebrik bekleyen paylaşımlar,
- Gerçek bir başarıya dayanmayan, sadece algı yönetimi için yapılan öz geçmiş parlatmaları,
- İş dünyasında ne kadar başarılı olunduğunu kanıtlamak için yapılan sahte ilham verici hikâyeler,
- “Dün işsizdim, bugün çok büyük bir firmada çalışıyorum” tarzında, LinkedIn’e özel başarı masalları…
Bu tür paylaşımlar bir süre sonra platformun ciddiyetini kaybetmesine neden oluyor. İşverenler de bu yüzden LinkedIn’i daha az kullanıyor, iş arayanlar buradan iş bulmak yerine diğer yöntemlere yöneliyor.
Network Mü? Beğeni ve Yorum Ticareti Mi?
LinkedIn’in en güçlü yönü, iş dünyasında network oluşturmak olarak bilinir. Haliyle Türkiye’de network, karşılıklı beğeni ve yorum bırakmaktan öteye gidemiyor. İnsanlar birbirlerini gerçekten tanımadan, sadece görünürlük kazanmak için yorum yapıyor.
LinkedIn’de bir paylaşımın altına gelen yorumların büyük bir kısmı şu kalıplardan ibaret:
“Tebrikler, hak ettiğiniz bir başarı!”
“Başarılarınızın devamını dilerim.”
“Çok güzel bir paylaşım, görüşlerinize katılıyorum.”
Bu tür yorumlar, gerçek bir tartışma ve bilgi alışverişi oluşturmak yerine, algoritmada üst sıralara çıkmak için yapılan etkileşim oyunlarına dönüşüyor. İnsanlar gerçekten iş fırsatları yaratmak yerine, beğeni kazanma yarışına giriyor. Bir nevi beyaz yakanın Facebook'u gibi görünüyor… Tabi tartışmaya açık.
İş İlanları Gerçekten Çalışıyor Mu?
LinkedIn’in en büyük vaadi, iş arayanlarla işverenleri buluşturmak. Türkiye’de şirketlerin büyük bir kısmı burayı aktif bir iş ilanı platformu olarak kullanmıyor. İş ilanları genellikle;
- "Zaten içerden birini alacağız ama prosedür gereği ilana çıkıyoruz." mantığıyla açılıyor,
- İlanlara başvuran binlerce adayın CV’si asla okunmuyor,
- Gerçek bir işe alım süreci LinkedIn üzerinden yürütülmüyor.
Bunun yerine, LinkedIn daha çok kurumsal şirketlerin kendilerini tanıtmak için kullandıkları bir vitrin haline gelmiş durumda. Büyük firmalar, burada sadece kendi başarı hikayelerini anlatıyor, sosyal sorumluluk projelerini duyuruyor veya CEO’larının yaptığı “vizyoner” konuşmaları paylaşıyor.
Sizin yorumunuz nedir peki? Gelin üzerine konuşalım.
Bakmadan Geçme





