Payload Logo
9 Aralık 2023, 17:23
1

Ramsay Hunt Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Ramsay Hunt Sendromu, genellikle herpes zoster virüsünün neden olduğu yüz felcine neden olan bir hastalıktır. Bu sendrom, yüz sinirlerini etkileyerek yüzde uyuşma, şiddetli kulak ağrısı, işitme kaybı, baş dönmesi ve yüz kaslarında zayıflığa yol açabilir.
Ramsay Hunt Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Şarkıcı İlyas Yalçıntaş'ın bu sendroma yakalanmasıyla birlikte, Ramsay Hunt Sendromu hakkında yapılan araştırmalar son dönemde arttı. Ramsay Hunt Sendromu, varicella-zoster virüsüne (VZV) bağlı olarak ortaya çıkmakta olan bir hastalık türü.

Adı geçen bu virüs, zona (zona zoster) ve su çiçeği gibi hastalıklara yol açabiliyor. Ramsay Hunt Sendromu, genellikle yüz sinirlerini etkilemekte olan herpes zoster virüsü sonucunda ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyon, genellikle kulak içindeki sinirleri etkiler. Aynı zamanda bu virüs, yüz felcine de neden olabilmektedir.

Ramsay Hunt Sendromunun Belirtileri

Ramsay Hunt Sendromunun öncelikli belirtilerine baktığımızda, genellikle yüzde ağrı, şişlik ya da hassasiyet görülür. Enfeksiyonun yayılması ile yüzde bazı döküntüler ve kabarcıklar görülebilmektedir. Genellikle kulak içinde şiddetli ağrılar görülür. Sendromun bir belirtisi de yüz kaslarında yaşanan felçtir. Yüz ifadesindeki değişikliker, göz kapağı düşüklüğü gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bir diğer sık görülen belirti ise işitme kaybıdır. Bunlarla birlikte, ateş, tat alma konusunda bozukluklar, vertigo, ağız içi ülserleri gibi belirtiler de görülebilmektedir.

Ramsay Hunt Sendromu, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilmektedir. Tedavi için genel olarak antiviral ilaçlar, kortikosteroidler, ağrı kesici gibi ilaçlar kullanılmakta. Diğer yandan yüz felci gibi bir durum yaşanması söz konusu ise fizik tedavi ve rehabilitasyon önerilir.

Ramsay Hunt Sendromundan Korunmak İçin Ne Yapılabilir?

Ramsay Hunt Sendromu, herpes zoster virüsünden kaynaklandığı için su çiçeği ve zona aşılarının hastalığın önlenmesinde etkili bir rol oynadığı göz önüne alınmalıdır. Özellikle yaşlı bireyler ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, bu aşılarla koruma altına alınmalıdır.

Özellikle kemoterapi görenler, yaşlılar gibi bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin, bu virüsler enfekte olan biri ile temastan kaçınması büyük önem taşımaktadır. Bu noktada, hijyen kurallarına dikkat etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekir.


29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...