Payload Logo
19 Şubat 2025, 16:21
2

Şevval Şahin, Türkçeyi İngilizceyle Karışık Konuşmasıyla Eleştirilere Tepki Verdi: "Birilerine de Taş Attım!"

Türk magazin dünyasının uzun süredir gündemini meşgul eden isimlerden biri olan Şevval Şahin , özel hayatı ve sosyal medya paylaşımlarıyla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Ancak bu kez, kendisini eleştirenlerle doğrudan yüzleşen Şahin, sert bir üslupla tepki gösterdi. Özellikle İngilizce kelimelerle karışık konuştuğu için eleştirilen ünlü model, yorum yapanlara cevap verirken birilerine de taş attığını ima etti.
Şevval Şahin, Türkçeyi İngilizceyle Karışık Konuşmasıyla Eleştirilere Tepki Verdi: "Birilerine de Taş Attım!"

Eleştiriler Neden Kaynaklandı?

Şevval Şahin, son dönemde sosyal medya hesaplarında yaptığı yayınlar ve videolarla gündeme oturdu. Ancak bu içeriklerde Türkçe cümleler arasında İngilizce kelimeler kullandığı için eleştirilere maruz kaldı. Bazı takipçiler, "Türkçe konuşmakta zorlanıyor mu?" veya "Neden sürekli yabancı dil karıştırıyorsun?" gibi yorumlar yaparak onu eleştirdi. Bu tür eleştiriler, özellikle dilin kültürel kimlik açısından önem taşıdığı düşüncesinden kaynaklanıyordu.

Şevval Şahin'in Tepkisi

Eleştirilere sessiz kalmayı tercih etmeyen Şevval Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda duruma açıklama getirdi. Kendisine yöneltilen eleştirilere karşı sert bir dille yanıt veren Şahin, şu ifadeleri kullandı:


“Beni eleştirenlerin bir kısmı bana destek olmaya çalışıyor dersem yalan olur. Ama gerçek şu ki, ben ne yapıp ettiğimin farkındayım. Kim olduğumu ve nereden geldiğimi unutmadım. İngilizce kelime kullanmam, kimseye zarar vermiyor. Belki de bazı insanların dar görüşlülüğünü ortaya çıkarıyor. Birilerine de taş attım, evet! Çünkü haklıyım.” Şahin'in bu sözleri, hem eleştirilere verdiği keskin yanıtı hem de eleştirilerin ardında yatan niyetleri sorguladığını gösteriyor. Ayrıca, "taş atmaktan" bahsetmesi, eleştirilerin onu rahatsız ettiğini ancak bunun karşısında geri adım atmayacağını vurguluyor.

Takipçilerin Tepkisi

Şevval Şahin'in paylaşımı, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Takipçilerden gelen yorumlar ise farklı kutuplarda toplandı:

Destekleyenler: "Herkes kendi tarzıyla konuşabilir, sen doğal kal," diyen takipçiler, Şahin'i eleştirenlerin fazla tepki gösterdiğini belirtti.
Karşı Çıkanlar: Diğer yandan, "Türkçe konuşmak daha doğru olur," diyen kişiler de bulundu. Bu grup, yabancı dil kullanımının gereksiz olduğunu savundu.
Nötr Tavır: Bazı kullanıcılar ise "Bu konuda tartışma yapmanın anlamsız olduğunu, herkesin özgürlüğü olduğunu" ifade ederek tarafsız bir tavır sergiledi.


Dil Kullanımı ve Kültürel Kimlik Tartışması

Şevval Şahin'in yaşadığı eleştiriler, Türkiye'de uzun süredir devam eden bir tartışmayı da yeniden gündeme getirdi: Yabancı dil kullanımı ve kültürel kimlik arasındaki denge. Özellikle genç nesiller arasında yaygınlaşan İngilizce kelimelerin Türkçe cümlelerle birleştirilmesi, bazen olumlu bazen de eleştiriye sebep oluyor.

Uzmanlar, "Dil, iletişim aracıdır ve herkes kendi stiline göre kullanabilir. Ancak kültürel kimlik açısından ana dilin korunması da önemlidir," diyor. Şevval Şahin'in durumu ise, bu tartışmanın popüler bir örneği haline geldi.

29 Nisan 2025, 21:27
8
(Güncellendi: 29 Nisan 2025, 21:27)

Ayşe Barım'a Şok Ceza! Ünlü Menajer Ne Yaptı?

Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan ünlülerin menajeri Ayşe Barım hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame şok etkisi yarattı. İddianamede Barım'ın, sanatçıları eylemlere katılmaları için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Ayşe Barım'a Şok Ceza! Ünlü Menajer Ne Yaptı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarıyla ilgili davalardan hüküm giyen Çiğdem Mater ve Osman Kavala ile firari sanık Mehmet Ali Alabora arasındaki yoğun iletişim detaylarına yer verildi. Telefon konuşmaları, mesaj kayıtları ve HTS kayıtlarının bulunduğu iddianamede, Barım'ın Twitter üzerinden sanatçıları yönlendirdiği de belirtildi.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN SANATÇILARI ORGANİZE ETTİĞİ İDDİASI

İddianamede, Ayşe Barım'ın kendi ajansına bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında, Gezi sürecinin etkili etiketlerinden #occupyturkey ve #DirenGeziParkı hashtaglerini paylaşmalarını sağladığı ve bu paylaşımları kendi ajansının kurumsal hesabından yeniden yayınlayarak sanatçıların katılımını artırmak suretiyle olayların yayılmasını desteklediği öne sürüldü.

SANATÇILARIN BİLİNÇLİ VE ORGANİZE HAREKET ETMELERİ SAĞLANDIĞI BELİRTİLDİ

Barım'ın sanatçıları sık sık arayarak Gezi Parkı'nda buluşmalarını sağladığına dair HTS ve arama kayıtlarının bulunduğu iddianamede, Barım'ın yönlendirmesiyle Gezi Parkı'nda buluşan sanatçıların burada megafonla bildiri okudukları da yer aldı. İddianamede, Gezi Parkı gösterilerinin toplum refleksiyle oluştuğu yönündeki kanaatin aksine, olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan Barım ve ajansına bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında etkili slogan ve imgelerin paylaşılarak kitlesel yayılımın sağlandığı vurgulandı. Sanatçıların Barım tarafından bilinçli ve organize bir şekilde hareket etmelerinin sağlandığı HTS kayıtlarıyla sabit olduğu belirtildi.

Media content

"HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA İMKAN SAĞLANDI" İDDİASI

İddianamede, Barım'ın Gezi olaylarının yurt içi ve dışında duyurulmasında rol oynadığı, cebir ve şiddet unsuruyla oluşan karmaşada PKK/KCK, DHKP-C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi yasa dışı örgütler ile marjinal grupların faaliyetlerine uygun ortam sağlandığı belirtildi. Toplum ve devleti kaos ortamına sokarak bu grupların koordineli hareket etmesine imkan sağlandığı vurgulanarak, örgüt üyeleri ve yandaşlarının Gezi eylemlerine çekilerek hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik cebir ve şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesine imkan sağlandığı iddia edildi.

KAVALA, MATER VE ALABORA İLE YOĞUN GÖRÜŞME KAYITLARI

İddianamede, Ayşe Barım'ın Gezi Parkı ana davası faillerinden Çiğdem Mater Utku ve firari sanık Mehmet Ali Alabora ile doğrudan irtibatlı olduğu, kendisinin de irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği belirtildi. Barım'ın karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu vurgulandı. Barım'ın Gezi olayları öncesinde Alabora, Kavala ve Mater ile hiç irtibatı olmadığı, ancak olaylar sırasında Alabora ile 3, Kavala ile 39 ve Mater ile 14 kez görüştüğü tespit edildiği belirtildi. Barım'ın sanatçılar camiası adına sahada aktif planlama, organizasyon ve eylem yönlendirmeleriyle suça yardım ettiği öne sürüldü.

30 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEBİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm hususlar ve tespitler sonucunda Ayşe Barım'ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçunu işlediğine kanaat getirerek, 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere ilgili mahkemeye gönderildi.

NE OLMUŞTU?

Ayşe Barım, Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiği iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmıştı. Soruşturmada, firari sanık Memet Ali Alabora'nın bir görüşmesinde sanatçılarla bildiri yayınlanması konusunda fikir alışverişi yapıldığı tespit edilmişti. Barım'ın, Gezi davası sanıkları Kavala, Mater ve Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu ve menajerliğini yaptığı sanatçıları olaylara katılmaları için yönlendirdiği belirtilmişti.

YALAN TANIKLIK SORUŞTURMASI DA BAŞLATILMIŞTI

Soruşturma kapsamında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ve Nehir Erdoğan'ın tanık sıfatıyla ifadesi alınmış, Ergenç ve Kocaoğlu'nun Alabora ile irtibatlarına rağmen beyanlarında bulunmamaları nedeniyle "yalan tanıklık" suçundan ayrı bir soruşturma başlatılmıştı.

TEKELLEŞME İDDİALARI DA GÜNDEMDE

ID Danışmanlık Limited Şirketinin kurucusu olan Barım, sektörde tekelleşmeye neden olduğu ve kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı iddialarıyla da gündeme gelmişti. Serenay Sarıkaya "tanık", Deniz Işın ve Nedim Saban "mağdur" sıfatıyla bu iddialara ilişkin ifade vermişti. Bu iddialarla ilgili ayrı bir soruşturma da devam ediyor.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...