AB içerisinde, İsrail'in kendini savunma hakkının ne ölçüde kabul edilebilir olduğu konusu, hararetli tartışmaların başında geliyor. Bu tartışmalar, bölgesel gerilimin Avrupa'nın dış politika duruşu üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor.
AB İçinde Derin Çatlaklar: 15 Ülkenin Talebi Reddetti
AB, geçtiğimiz Cumartesi günü yayınladığı açıklamada, tüm taraflara uluslararası hukuka uyma, itidalli olma ve olası radyoaktif salımlar gibi ciddi sonuçlara yol açabilecek adımlardan kaçınma çağrısında bulunmuştu. Ancak bu açıklamanın içeriği, üye devletler arasında bir uzlaşma sağlanamadığını gösterdi.
Tartışmalara yakın kaynaklar, üye devletler arasındaki değerlendirmelerin büyük bir kısmını, ABD'nin İran'a saldırılar bağlamında "İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu" söyleyip söylememesi gerektiği sorusunun oluşturduğunu belirtti. Aralarında Avusturya, Çekya, Fransa, Almanya, Macaristan, İtalya ve Hollanda'nın da bulunduğu 15 üye devlet, bu ifadenin açıklamaya eklenmesini istedi. Ancak, karar oybirliği ile alınamadı. Diğer pek çok ülke, İsrail'in İran'a saldırı başlatmasının uluslararası hukuk kapsamında yasal olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığını düşünüyordu.
Uluslararası hukuk ve BM Antlaşması, silahlı bir saldırı ya da yakın bir saldırı halinde devletlerin kendini savunma hakkı olduğunu belirtmekle birlikte, herhangi bir eylemin orantılı olması gerektiğine de işaret ediyor.
Von der Leyen'in Paylaşımı Şaşkınlık Yarattı
Euronews'e konuşan AB kaynakları, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in sosyal medya paylaşımında İsrail'in saldırılarına destek imasında bulunması karşısında "şaşkınlık yaşadıklarını" anlattı. Von der Leyen, mesajında İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile konuştuğunu belirterek, "İsrail'in kendini savunma ve halkını koruma hakkını bir kez daha dile getirdim" ifadelerini kullanmıştı.
Diplomatik bir kaynak, "İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu söyleme konusunda hiçbir fikir birliği yoktu ama Von der Leyen bunu yine de söyledi... Üzerinde anlaşmaya varılan dili gördü, sonra kendi açıklamasını yaptı... Dürüst olmak gerekirse; bu, moral bozucu" yorumunu yaptı.
Bir diğer diplomatik kaynak, 2-3 milyon İranlının "Avrupa'nın kapısına dayanabileceği" ve AB'nin "bu göç krizi ile başa çıkamayacağı" endişesini dile getirirken, başka bir diplomat ise "İsrail'i eleştiren üye devletler İsrail'in İran'a saldırılarının sorumsuz olduğunu düşündüklerini söylediler. Ancak büyük bir grup Von der Leyen'in açıklaması tarafındaydı" dedi. Hükümetlerinin İran'a karşı saldırıların uluslararası hukuk kapsamında olduğuna inanıp inanmadığı sorusuna ise bunun hukukçuların meselesi olduğu ve henüz bir hükmün bulunmadığı yanıtını verdi.
Öte yandan, Avrupa Komisyonu'nun Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Başkan Yardımcısı Kaja Kallas da Çarşamba günü yaptığı paylaşımda, "İsrail'in uluslararası hukuka uygun bir şekilde kendini savunma hakkı var" demişti. Bu açıklamalar, AB içindeki görüş ayrılıklarının farklı kademelerde de yaşandığını gösteriyor.
İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz
Aşağıya kaydırmaya devam edin...