Payload Logo
12 Mart 2025, 20:11
4

Türk Dizi Sektöründe Rekor Maliyetler En Düşük Bütçeli Dizi 14 Milyon TL, Çağatay Ulusoy'lu Eşref Rüya 23 Milyon TL ile Zirvede!

Türk dizi sektörü, son yıllarda artan prodüksiyon kalitesi ve uluslararası başarılarıyla dikkat çekerken, bu yükseliş beraberinde rekor maliyetleri de getiriyor. Sektör kaynaklarından edinilen bilgilere göre, en düşük bütçeli bir dizinin bölüm maliyeti bile 14 milyon TL'ye ulaşırken, Çağatay Ulusoy'un başrolünde yer aldığı "Eşref Rüya" dizisinin bölüm maliyetinin ise 23 milyon TL olduğu konuşuluyor.
Türk Dizi Sektöründe Rekor Maliyetler En Düşük Bütçeli Dizi 14 Milyon TL, Çağatay Ulusoy'lu Eşref Rüya 23 Milyon TL ile Zirvede!

Dizi sektöründeki maliyet artışının birçok nedeni bulunuyor. Bunların başında, oyuncu ücretlerindeki yükseliş, set ve prodüksiyon giderlerindeki artış, teknolojik ekipmanların maliyeti ve yurt dışı çekimler geliyor. Özellikle popüler oyuncuların bölüm başına aldığı ücretler, yapımcıları zorluyor. Ayrıca, dönem dizileri gibi özel kostüm ve mekan gerektiren yapımlar da maliyetleri önemli ölçüde artırıyor.

En Yüksek Bütçeli Dizi: Eşref Rüya

Sektörde konuşulanlara göre, Çağatay Ulusoy'un başrolünde yer aldığı "Eşref Rüya" dizisi, bölüm başına 23 milyon TL'lik maliyetiyle zirvede yer alıyor. Dizinin yüksek bütçeli olmasının nedenleri arasında, Ulusoy'un yüksek ücreti, dönem dizisi olması, geniş oyuncu kadrosu ve yurt dışı çekimleri gösteriliyor.


Düşük Bütçeli Dizilerde Bile Maliyetler Arttı

Sadece yüksek bütçeli dizilerde değil, daha düşük bütçeli dizilerde de maliyetler önemli ölçüde arttı. Sektör kaynakları, en düşük bütçeli bir dizinin bile bölüm maliyetinin 14 milyon TL'ye ulaştığını belirtiyor. Bu durum, yapımcıları daha dikkatli bütçe planlaması yapmaya ve maliyetleri kontrol altında tutmaya zorluyor.

Sektör Temsilcilerinden Değerlendirmeler:

Dizi yapımcıları ve sektör temsilcileri, maliyetlerdeki artışın sürdürülebilir olmadığını ve sektörün geleceği için endişe verici olduğunu ifade ediyor. Bazı yapımcılar, maliyetleri düşürmek için daha yaratıcı çözümler üretmeye çalıştıklarını belirtirken, bazıları da sektördeki rekabetin maliyetleri artırdığını vurguluyor.


29 Nisan 2025, 21:27
8
(Güncellendi: 29 Nisan 2025, 21:27)

Ayşe Barım'a Şok Ceza! Ünlü Menajer Ne Yaptı?

Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan ünlülerin menajeri Ayşe Barım hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame şok etkisi yarattı. İddianamede Barım'ın, sanatçıları eylemlere katılmaları için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Ayşe Barım'a Şok Ceza! Ünlü Menajer Ne Yaptı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Ayşe Barım'ın Gezi Parkı olaylarıyla ilgili davalardan hüküm giyen Çiğdem Mater ve Osman Kavala ile firari sanık Mehmet Ali Alabora arasındaki yoğun iletişim detaylarına yer verildi. Telefon konuşmaları, mesaj kayıtları ve HTS kayıtlarının bulunduğu iddianamede, Barım'ın Twitter üzerinden sanatçıları yönlendirdiği de belirtildi.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN SANATÇILARI ORGANİZE ETTİĞİ İDDİASI

İddianamede, Ayşe Barım'ın kendi ajansına bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında, Gezi sürecinin etkili etiketlerinden #occupyturkey ve #DirenGeziParkı hashtaglerini paylaşmalarını sağladığı ve bu paylaşımları kendi ajansının kurumsal hesabından yeniden yayınlayarak sanatçıların katılımını artırmak suretiyle olayların yayılmasını desteklediği öne sürüldü.

SANATÇILARIN BİLİNÇLİ VE ORGANİZE HAREKET ETMELERİ SAĞLANDIĞI BELİRTİLDİ

Barım'ın sanatçıları sık sık arayarak Gezi Parkı'nda buluşmalarını sağladığına dair HTS ve arama kayıtlarının bulunduğu iddianamede, Barım'ın yönlendirmesiyle Gezi Parkı'nda buluşan sanatçıların burada megafonla bildiri okudukları da yer aldı. İddianamede, Gezi Parkı gösterilerinin toplum refleksiyle oluştuğu yönündeki kanaatin aksine, olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan Barım ve ajansına bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarında etkili slogan ve imgelerin paylaşılarak kitlesel yayılımın sağlandığı vurgulandı. Sanatçıların Barım tarafından bilinçli ve organize bir şekilde hareket etmelerinin sağlandığı HTS kayıtlarıyla sabit olduğu belirtildi.

Media content

"HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA İMKAN SAĞLANDI" İDDİASI

İddianamede, Barım'ın Gezi olaylarının yurt içi ve dışında duyurulmasında rol oynadığı, cebir ve şiddet unsuruyla oluşan karmaşada PKK/KCK, DHKP-C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi yasa dışı örgütler ile marjinal grupların faaliyetlerine uygun ortam sağlandığı belirtildi. Toplum ve devleti kaos ortamına sokarak bu grupların koordineli hareket etmesine imkan sağlandığı vurgulanarak, örgüt üyeleri ve yandaşlarının Gezi eylemlerine çekilerek hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik cebir ve şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesine imkan sağlandığı iddia edildi.

KAVALA, MATER VE ALABORA İLE YOĞUN GÖRÜŞME KAYITLARI

İddianamede, Ayşe Barım'ın Gezi Parkı ana davası faillerinden Çiğdem Mater Utku ve firari sanık Mehmet Ali Alabora ile doğrudan irtibatlı olduğu, kendisinin de irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği belirtildi. Barım'ın karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu vurgulandı. Barım'ın Gezi olayları öncesinde Alabora, Kavala ve Mater ile hiç irtibatı olmadığı, ancak olaylar sırasında Alabora ile 3, Kavala ile 39 ve Mater ile 14 kez görüştüğü tespit edildiği belirtildi. Barım'ın sanatçılar camiası adına sahada aktif planlama, organizasyon ve eylem yönlendirmeleriyle suça yardım ettiği öne sürüldü.

30 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEBİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm hususlar ve tespitler sonucunda Ayşe Barım'ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçunu işlediğine kanaat getirerek, 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere ilgili mahkemeye gönderildi.

NE OLMUŞTU?

Ayşe Barım, Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiği iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmıştı. Soruşturmada, firari sanık Memet Ali Alabora'nın bir görüşmesinde sanatçılarla bildiri yayınlanması konusunda fikir alışverişi yapıldığı tespit edilmişti. Barım'ın, Gezi davası sanıkları Kavala, Mater ve Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu ve menajerliğini yaptığı sanatçıları olaylara katılmaları için yönlendirdiği belirtilmişti.

YALAN TANIKLIK SORUŞTURMASI DA BAŞLATILMIŞTI

Soruşturma kapsamında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ve Nehir Erdoğan'ın tanık sıfatıyla ifadesi alınmış, Ergenç ve Kocaoğlu'nun Alabora ile irtibatlarına rağmen beyanlarında bulunmamaları nedeniyle "yalan tanıklık" suçundan ayrı bir soruşturma başlatılmıştı.

TEKELLEŞME İDDİALARI DA GÜNDEMDE

ID Danışmanlık Limited Şirketinin kurucusu olan Barım, sektörde tekelleşmeye neden olduğu ve kendisine karşı çıkan oyuncuları piyasadan uzaklaştırdığı iddialarıyla da gündeme gelmişti. Serenay Sarıkaya "tanık", Deniz Işın ve Nedim Saban "mağdur" sıfatıyla bu iddialara ilişkin ifade vermişti. Bu iddialarla ilgili ayrı bir soruşturma da devam ediyor.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...