Yapay zekâ, hayatımızın bir parçası haline geldi ve birçok insan sohbet botlarıyla iletişim kurarken farkında olmadan insani refleksler sergiliyor. Kimi kullanıcılar yapay zekâya teşekkür ederken, bazıları emir kipinde konuşmayı tercih ediyor. Kimileri ise o kadar ileri gidiyor ki yapay zekâya isim koyup onunla günlük konuşmalar yapıyor.

Sosyal medyada son dönemde bu konu sıkça tartışılmaya başlandı. Bir Reddit kullanıcısının, “Yapay zekâya teşekkür etmezsem kendimi kötü hissediyorum” itirafı, binlerce kişi tarafından yorum aldı. Kimileri bunun bir nezaket refleksi olduğunu savunurken, kimileri de robotlara karşı kibar olmanın gereksiz olduğunu düşünüyor.

Psikologlar, insanların çocukluklarından itibaren kibarlık eğitimi aldığını ve bunu bilinçsizce her varlığa uyguladığını belirtiyor. Bir başka görüş ise, yapay zekâyla olumlu bir etkileşim kurmanın daha iyi cevaplar almak için bilinçli bir strateji olduğunu öne sürüyor.

Bir kullanıcı, annesinin evdeki sohbet botuna “Ayşe” ismini verdiğini ve ona her gün “Günaydın” diyerek sohbet ettiğini anlatıyor. Yapay zekâyla duygusal bağ kuran bu insanlar, tıpkı bir dostlarıyla konuşuyormuş gibi ona nazik davranıyor. Ancak hız ve verimliliğe odaklananlar için kibarlık tamamen gereksiz bir detay.

Gerçekten yapay zekâya teşekkür etmek ya da ona kibar davranmak yanıtlarımızı etkiliyor mu? Yapılan gözlemler, nezaketle kullanılan sohbet botlarının bazen daha detaylı ve kişiye özel yanıtlar üretebildiğini gösteriyor. E yani haliyle algoritmaların temelinde insanlarla duygusal bağ kurmak olmadığı için bu tamamen bir kullanıcı tercihi olarak kalıyor.

Yapay zekâya nasıl davranacağımız tamamen bizim bilinçaltımıza, alışkanlıklarımıza ve teknolojiyi nasıl algıladığımıza bağlı.