Son dönemde küresel çapta yaşanan siyasi gelişmeler, petrol piyasalarını da derinden etkiledi. İsrail ile İran arasındaki gerilimin tırmandığı günlerde Brent petrolün varil fiyatı 67 dolardan 78 dolara kadar yükselerek yaklaşık %16.5'lik bir değer kazancı yaşamıştı. Bu durum, ülkemizde de benzin ve motorin fiyatlarında artışı kaçınılmaz kılmıştı.

Petrol Fiyatları Savaş Öncesi Seviyelere Döndü

ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes duyurusu, petrol piyasasında hızlı bir geri çekilmeye neden oldu. Brent petrol, savaş öncesi seviyeleri olan 67-68 dolar bandına geri döndü. Bu düşüş, akaryakıt fiyatlarında beklenen indirim için güçlü bir sinyal olarak yorumlanıyor.

Dolar kurunda ise savaş sürecinde yaklaşık %1'lik bir artış yaşanmış olsa da, bu artışın akaryakıt fiyatlarına yansımasının sınırlı olması bekleniyor.

Akaryakıt Fiyatları Ne Durumdaydı?

İsrail-İran savaşı başlamadan önce, 11 Haziran'da İstanbul'da benzinin litre fiyatı 46.92 TL iken, günümüzde 51.51 TL seviyesinde bulunuyor. Bu, kısa sürede benzinde yaklaşık %10'luk bir yükseliş anlamına geliyor.

Motorin fiyatlarına baktığımızda ise, savaş öncesi 46.23 TL olan litre fiyatı, günümüzde 53.09 TL'ye yükselmişti. Bu da motorinde kısa sürede yaklaşık %15'lik bir artış yaşandığını gösteriyor.

Petrol fiyatlarının savaş öncesi seviyelere gerilemesiyle birlikte, benzin ve motorin fiyatlarının da 46-47-48 TL bandına geri dönmesi bekleniyor. Ancak akaryakıt fiyatları belirlenirken, petrol fiyatlarının yanı sıra rafineri marjları gibi küresel kıstaslar da etkili oluyor.

Akaryakıt Zamlarının Enflasyonist Etkisi

Akaryakıt fiyatlarındaki artışlar sadece araç sahiplerini değil, ülke genelinde ulaşım ve sanayi gibi birçok sektörü doğrudan etkiliyor. Yakıt maliyetlerindeki yükseliş, üretim ve taşıma giderlerini artırarak enflasyon sepetine de yansıyor ve genel fiyat artışlarına katkıda bulunuyor. Bu nedenle, olası bir akaryakıt indirimi, genel enflasyonist baskının azalmasına da yardımcı olabilir.