Payload Logo
1 Kasım 2023, 02:38
1

Pizza ve Hamburger Yiyerek Zayıflamam Mümkün Mü? İşte Tüm Detayları İle OMAD Diyeti!

Son yılların en çok konuşulan OMAD diyeti, yine son haftalarda gündeme geldi. Bu diyette, diğer diyetlerde olduğu gibi hamburger, pizza yemek yasak değil. Ancak bu diyet programında yalnızca bir öğün yemek yiyebiliyorsunuz. İşte OMAD diyetine dair tüm merak edilenler…
Pizza ve Hamburger Yiyerek Zayıflamam Mümkün Mü? İşte Tüm Detayları İle OMAD Diyeti!

OMAD, İngilizce ‘One Meal a Day’ ifadesinin kısaltılmış şeklidir. Bu ifadeyi Türkçeleştirirsek ‘Günde 1 Ögün’ gibi bir anlama gelmektedir. Bu diyet programını şu şekilde özetlemek mümkündür: 24 saat diliminden oluşan bir günün yalnızca 1 saatinde beslenme gerçekleştirilir ve geri kalan 23 saat boyunca ise vücut aç bırakılır. Bu diyet programı, arlıklı orucun bir çeşidi olarak görülmektedir.


OMAD’ın en çok dikkat taraflardan birisi de yiyecek kısıtlaması yapmıyor olması. Saat olarak büyük bir kısıtlama içermekte olan bu diyet programı, bir saatlik süre boyunca, kişinin her şeyi tüketebilmesini mümkün kılıyor. Yemek yemeye izin verilen o bir saatlik süre zarfında, hamburgerden pizzaya, çikolatalı pastadan patates kızartmasına kadar pek çok şey tüketmeniz mümkün. Ancak 23 saatlik açlık süreci başladığında ise yalnızca su ve çay, kahve gibi sıvı içecekler tüketebiliyorsunuz.


OMAD Diyeti Ne Kadar Etkili ve Sağlık Açısından Zararı Var Mı?


Sağlık nedenlerinden dolayı ya da zayıflamak için diyet yapmakta olan birçok kişi, severek tükettiği birçok besini tüketemiyor olmaktan ve bu konuda kendilerini sınırlandırıyor olmaktan dolayı şikayetçi olabilmekte. Ancak OMAD diyetinde istediğiniz gıdayı tüketme şansı veriliyor fakat günde sadece bir öğün, bir saat. Bu durum, pek çok kişinin ilgisini çekiyor. Kilo vermek isteyen ama hamburger yemekten vazgeçmek istemeyenler için OMAD diyeti oldukça cazip bir seçenek gibi duruyor. Ancak bu diyet ne kadar etkili ya da sağlık açısından bir zararı bulunuyor mu? İşte bu soruların cevapları merak ediliyor.


Uzmanlara göre, kişinin kendisini bütün gün aç bıraktıktan sonra fast food ile beslenmesi ve sağlıklı gıdalar tüketmesi hiç de sağlıklı bir tercih olarak görülmüyor. Diyet her ne kadar bir miktar kilo vermeyi sağlıyor olsa da sağlık açısında ciddi sıkıntılar da yaratabiliyor. Uzmanlara göre, eğer beslenme içeriğinde yeteri kadar mineral ve vitamin alınamazsa, çok büyük sağlık sorunları ortaya çıkabilir.


Konu ile ilgili olarak uzmanlar, sağlıklı bir vücut için dengeli beslenmenin önemine dikkat çekmekte. 23 saat boyunca aç bırakılan bir vücuda, birden fast food tarzı besinler almanın, yağlı ve yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketmenin, kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi hastalıkları tetiklemesinin yanı sıra başka problemlere de yol açacağı söyleniyor. Bu şekilde bir beslenme tarzını benimsemenin ilerleyen süreçte yeme bozukluklarına da yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, kişilerin dengesiz bir beslenme sonucunda vitaminsizlik çekebileceğine işaret etmekte.


Uzmanlara göre OMAD diyeti, kilo vermeye yardımcı olsa da bunun uzun vadede çeşitli sağlık sorunları yaratabilir. Bu diyet yerine dengeli bir şekilde beslenmeyi öneren uzmanlar, kişilerin kalori alımlarına dikkat ederek ve egzersiz yaparak kilo vermelerinin daha doğru olduğunu vurguluyor.

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...