Bugünün Haberi
6 Mayıs 2025, 14:15
14

Samsun'da Şok Depresyondaki Kadın 56 Gün Uyudu!

Samsun'da yaşayan 26 yaşındaki bir genç kadının yaşadığı sıra dışı olay, tıp dünyasında şaşkınlık yarattı. Daha önce depresyon teşhisi bulunan kadın, bilinç kaybı yaşayarak tam 56 gün boyunca uyanmadan uyudu. Hastaya, nadir görülen bir psikiyatrik durum olan katatoni teşhisi konuldu.
Samsun'da Şok Depresyondaki Kadın 56 Gün Uyudu!

Bilinç kapalı bir şekilde hastaneye kaldırılan genç kadın, 32 gün boyunca çeşitli hastanelerde tedavi gördü. Doktorlar tarafından sayısız tetkik yapılmasına rağmen, hastanın neden uyanmadığı, gözlerini açmadığı ve konuşmadığı bir türlü anlaşılamadı. Umutların tükenmeye başladığı noktada, hasta Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi.

OMÜ'de Umut Işığı! Katatoni Teşhisi Konuldu

OMÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kılıç tarafından yoğun bakımda takibe alınan hastanın durumu, doktorları hayrete düşürdü. Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kılıç, hastanın 56 gün boyunca hiçbir uyarıya yanıt vermediğini belirterek, "Bize sevk edildiğinde yoğun bakımda izlemeye başladık. Hasta gözlerini açmıyor, ağrılı uyaranlara dahi yanıt vermiyor, adeta kaskatı kesilmiş şekilde yatıyordu" dedi.

Yapılan tüm nörolojik, metabolik, enfeksiyöz, toksik ve endokrin tetkiklerinin normal çıktığını ifade eden Kılıç, "Sayısız ihtimali dışladık ama nedenini bulamadık. Organik bir bozukluk yoktu ama hasta adeta ‘donmuş' gibiydi. O noktada bunun psikiyatrik bir durum olabileceğini düşündük" diye konuştu.

Media content

Konsey Toplandı, Nadir Teşhis Konuldu: Katatoni

Hastanın durumunun psikiyatri, nöroloji ve yoğun bakım uzmanlarının katılımıyla gerçekleşen bir konseyde ortaklaşa değerlendirildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kılıç, tüm bulgular ışığında hastanın bir katatoni tablosu sergilediğine karar verdiklerini açıkladı.

Katatoninin, bazı ağır psikiyatrik hastalıklarda görülebilen ve kişinin konuşmaması, hareket etmemesi, çevreyle tüm bağını koparması gibi belirtilerle ortaya çıkan ciddi bir durum olduğunu vurgulayan Kılıç, "Özellikle ağır depresyonlarda bu tablo gelişebilir. Dışarıdan bakıldığında bilinci kapalı gibi görünür ama aslında içeride bir tür ‘donma hali' yaşanır. Literatürde bu kadar uzun süren katatoni vakaları bildirilmiştir fakat bu kadar ağır ve tedaviye gecikmiş olgular oldukça nadirdir" ifadelerini kullandı.

Media content

Elektroşok Tedavisi Mucize Yarattı! 56 Gün Sonra İlk Göz Teması

Umutların yeniden yeşerdiği noktada hastaya elektrokonvülsif terapi (EKT) tedavisine başlandı. Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kılıç, tedavinin 56. gününde mucizevi bir gelişme yaşandığını belirterek, "56'ıncı gün hasta gözlerini açtı. Bize baktı, yemek yedi. O anı tarif etmek zor. Bu vaka bize şunu gösterdi: Depresyon sadece üzgün olmak değildir. Bazen insanı tamamen susturabilir, durdurabilir" dedi. Bu vaka, depresyonun sanıldığından çok daha ciddi sonuçlara yol açabileceğini ve psikiyatrik rahatsızlıkların zamanında ve doğru tedavi edilmesinin hayati önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi.


1 Temmuz 2025, 13:48
2
(Güncellendi: 1 Temmuz 2025, 13:48)

Böbrek Üstü Bezi Kanseri Nedir? Belirtileri, Teşhisi ve Tedavi Seçenekleri

Vücudumuzda her böbreğin üzerinde yer alan ve hayati hormonlar üreten böbrek üstü bezleri (sürrenal bezler), bazen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerin geliştiği yerler olabilir. Böbrek üstü bezlerinde gelişen kötü huylu tümörlere böbrek üstü bezi kanseri adı verilir. Bu kanserler, hormon dengesini bozarak veya çevre dokulara yayılarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Nadir görülen kanser türlerinden biri olmasına rağmen, erken teşhis ve doğru tedavi hayati önem taşır.
Böbrek Üstü Bezi Kanseri Nedir? Belirtileri, Teşhisi ve Tedavi Seçenekleri

Böbrek Üstü Bezi Kanseri Türleri


Böbrek üstü bezleri, korteks (dış kısım) ve medulla (iç kısım) olmak üzere iki ana bölümden oluşur ve her iki kısımda da farklı türde kanserler gelişebilir:

  1. Adrenokortikal Karsinom (AKK):
    • Böbrek üstü bezinin dış katmanı olan korteksten kaynaklanır.
    • Nadir görülen ancak oldukça agresif seyredebilen bir kanser türüdür.
    • Hormon üretebilir (fonksiyonel) veya hormon üretmeyebilir (fonksiyonel olmayan).
    • Fonksiyonel tümörler, kortizol, aldosteron veya seks hormonları gibi hormonların aşırı üretimine neden olarak Cushing Sendromu (yüksek kortizol) veya Conn Sendromu (yüksek aldosteron) gibi belirtilere yol açabilir.
  2. Feokromositoma:
    • Böbrek üstü bezinin iç kısmı olan medulladan kaynaklanır.
    • Kanser hücreleri, kan basıncını, kalp atış hızını ve metabolizmayı etkileyen katekolaminler (adrenalin ve noradrenalin) üretir.
    • Genellikle iyi huylu olsa da, yaklaşık %10'u kötü huylu (kanserli) olabilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.
    • Belirtileri ani kan basıncı yükselmesi (hipertansiyon atakları), çarpıntı, baş ağrısı, terleme ve kaygı nöbetleridir.
  3. Nöroblastom:
    • Genellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda görülen, sinir hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür.
    • Böbrek üstü bezi, nöroblastomun en yaygın başlangıç yerlerinden biridir, ancak vücudun başka yerlerinde de ortaya çıkabilir.
    • Böbrek üstü bezi kanseri terimi altında genellikle Adrenokortikal Karsinom ve kötü huylu feokromositomalar ele alınır.


Böbrek Üstü Bezi Kanseri Neden Olur?


Çoğu böbrek üstü bezi kanseri vakasının kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak bazı risk faktörleri ve genetik yatkınlıklar rol oynayabilir:

  • Genetik Sendromlar: Bazı genetik sendromlar, böbrek üstü bezi kanseri riskini artırır:
    • Li-Fraumeni Sendromu: Nadir görülen ve çeşitli kanser türleri riskini artıran genetik bir durum.
    • Beckwith-Wiedemann Sendromu: Aşırı büyümeye neden olan ve böbrek üstü bezi tümörleri riskini artıran bir sendrom.
    • Çoklu Endokrin Neoplazi Tip 2 (MEN2): Feokromositoma riskini artıran genetik bir bozukluk.
    • Von Hippel-Lindau Hastalığı: Feokromositoma ve diğer tümör türleri riskini artıran genetik bir durum.
  • Aşırı Kilo ve Obezite: Bazı araştırmalar, obezitenin bazı kanser türleri gibi böbrek üstü bezi kanseri riskini de artırabileceğini düşündürmektedir.
  • Yaş: Adrenokortikal karsinom her yaşta ortaya çıkabilir ancak çocuklukta ve 40-50 yaşlarında daha sık görülme eğilimindedir.


Belirtileri Nelerdir?


Böbrek üstü bezi kanserinin belirtileri, tümörün hormon üretip üretmemesine ve büyüklüğüne göre değişir.

Hormon Üreten (Fonksiyonel) Tümörlerin Belirtileri:

  • Cushing Sendromu Belirtileri (Aşırı Kortizol Üretimi):
    • Kilo alımı (özellikle göbek çevresinde ve yüzde)
    • Yuvarlaklaşmış yüz ("ay yüz")
    • Boyun arkasında yağ birikimi ("buffalo hörgücü")
    • Kaslarda zayıflık, kolay morarma
    • Ciltte incelme, mor çatlaklar (stria)
    • Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
    • Yüksek kan şekeri (diyabet)
    • Depresyon, anksiyete, sinirlilik
  • Conn Sendromu Belirtileri (Aşırı Aldosteron Üretimi):
    • Yüksek kan basıncı (tedaviye dirençli olabilir)
    • Kas krampları ve zayıflık
    • Yorgunluk, baş ağrısı
    • Sık idrara çıkma
  • Seks Hormonları Üretimiyle İlgili Belirtiler (Androjen/Östrojen fazlalığı):
    • Kadınlarda ses kalınlaşması, aşırı tüylenme (hirsutizm), adet düzensizlikleri, klitoris büyümesi.
    • Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasti), cinsel isteksizlik.
    • Çocuklarda erken ergenlik belirtileri.
  • Feokromositoma Belirtileri (Aşırı Adrenalin/Noradrenalin Üretimi):
    • Ani ve şiddetli kan basıncı yükselmeleri (ataklar)
    • Kalp çarpıntısı ve taşikardi
    • Aşırı terleme
    • Şiddetli baş ağrısı
    • Kaygı, panik atak hissi
    • Titreme, solukluk

Hormon Üretmeyen (Non-Fonksiyonel) Tümörlerin Belirtileri:

Bu tümörler genellikle daha büyük boyutlara ulaşana kadar belirti vermeyebilir. Belirtiler tümörün çevre organlara baskı yapmasıyla ortaya çıkar:

  • Karın ağrısı veya baskı hissi
  • Karında ele gelen kitle
  • Sırt ağrısı
  • Kilo kaybı (açıklanamayan)
  • İştahsızlık
  • Halsizlik, yorgunluk


Media content

Teşhis ve Tedavi Yöntemleri


Böbrek üstü bezi kanserinin teşhisi, çeşitli testlerin bir kombinasyonuyla konulur:

  • Kan ve İdrar Testleri: Hormon seviyelerini (kortizol, aldosteron, katekolaminler, seks hormonları) ve böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için yapılır.
  • Görüntüleme Testleri:
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Tümörün boyutunu, yerini ve çevre dokularla ilişkisini belirlemek için kullanılır.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Özellikle tümörün yumuşak dokulara yayılımını daha detaylı gösterir.
    • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Kanserli hücrelerin metabolik aktivitesini göstererek yayılımı tespit etmede yardımcı olabilir.
    • Sintigrafi (Nükleer Tıp Görüntüleme): Özellikle feokromositoma gibi bazı hormon üreten tümörleri tespit etmek için özel radyoaktif maddeler kullanılır.
  • Biyopsi: Kesin tanı için tümörden doku örneği alınması gerekebilir. Ancak feokromositoma şüphesi varsa, kriz riskini artırabileceği için biyopsi dikkatle değerlendirilmelidir.

Tedavi Seçenekleri:

Böbrek üstü bezi kanserinin tedavisi, tümörün türüne, boyutuna, evresine (yayılım olup olmadığına), hormon üretip üretmemesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Genellikle multidisipliner bir yaklaşım benimsenir:

  1. Cerrahi Müdahale: Böbrek üstü bezi kanserinin birincil tedavi yöntemidir. Tümörün ve etkilenen bezin çıkarılması amaçlanır (adrenalektomi). Tümör tamamen çıkarılabilirse iyileşme şansı artar.
  2. Kemoterapi: Özellikle tümörün yayılmış olduğu (metastatik) durumlarda veya cerrahi sonrası nüks riskini azaltmak için uygulanabilir.
  3. Radyoterapi: Kanserli hücreleri yok etmek veya semptomları hafifletmek için yüksek enerjili ışınlar kullanılır. Özellikle metastaz yapmış bölgelere uygulanabilir.
  4. Hedefe Yönelik Tedaviler: Kanser hücrelerinin büyümesini veya yayılmasını sağlayan belirli moleküler hedeflere yönelik ilaçlar kullanılabilir.
  5. Hormon Tedavisi: Hormon üreten tümörlerde, aşırı hormon üretimini kontrol altına almak ve semptomları hafifletmek için ilaçlar kullanılabilir.

Böbrek üstü bezi kanseri, nadir olması nedeniyle teşhisi zorlu olabilen bir hastalıktır. Ancak erken dönemde fark edilen belirtiler ve zamanında yapılan doğru müdahaleler, başarılı bir tedavi ve yaşam kalitesinin korunması açısından kritik öneme sahiptir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...