Bugünün Haberi
27 Nisan 2025, 12:21
21

Göğüs Ağrısı Neden Olur? İşte Kalp Krizi Dışında Göğüs Ağrısının Olası Nedenleri!

Göğüs ağrısı, bireylerin sıklıkla karşılaştığı ve endişe verici bir semptomdur. Her ne kadar "göğüs ağrısı" denildiğinde akla ilk olarak kalp krizi gelse de, bu yaygın inanışın aksine göğüs ağrısının pek çok farklı nedeni olabilir. Uzmanlar, göğüs bölgesinde hissedilen her rahatsızlığın kalp kaynaklı olmadığını belirtiyor. Peki, göğüs ağrısına yol açan diğer faktörler nelerdir? İşte göğüs ağrısının kalp krizi dışındaki olası nedenleri ve dikkat edilmesi gerekenler haberimizde...
Göğüs Ağrısı Neden Olur? İşte Kalp Krizi Dışında Göğüs Ağrısının Olası Nedenleri!

Göğüs ağrısı, keskin bir bıçak saplanması hissi yaratabileceği gibi, baskı, yanma, sıkışma veya ağırlık şeklinde de kendini gösterebilir. Bu tür şikayetler yaşayan bireylerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Ancak, panik yapmadan önce göğüs ağrısının kalp dışı kaynaklı olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Göğüs Ağrısının Kalp Krizi Dışındaki Yaygın Nedenleri:

  1. Mide ve Sindirim Sistemi Sorunları:
    • Reflü (Gastroözofageal Reflü Hastalığı - GÖRH): Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan yanma hissi göğüste ağrıya neden olabilir. Özellikle yemeklerden sonra veya yatarken artabilir.
    • Hazımsızlık ve Gaz Sıkışması: Sindirim sorunları sonucu oluşan gaz birikimi göğüs bölgesinde baskı ve rahatsızlık hissine yol açabilir.
    • Yemek Borusu Spazmları: Yemek borusundaki kasların ani kasılması göğüste şiddetli ağrıya neden olabilir.
  2. Kas ve İskelet Sistemi Problemleri:
    • Kas Zorlanmaları ve İncinmeler: Göğüs duvarındaki kasların aşırı kullanımı, ters hareketler veya travmalar sonucu oluşan zedelenmeler ağrıya sebep olabilir. Özellikle hareketle veya dokunmakla artan bir ağrıdır.
    • Kaburga Kırıkları veya Çatlakları: Göğüs bölgesine alınan darbeler sonucu kaburgalarda oluşan hasarlar şiddetli ağrıya yol açabilir.
    • Kostokondrit: Kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdakların iltihaplanması sonucu oluşan bu durum, özellikle göğüs kemiği çevresinde hassasiyet ve ağrıya neden olabilir.
  3. Akciğer ve Solunum Sistemi Sorunları:
    • Akciğer Enfeksiyonları (Pnömoni, Bronşit): Öksürük, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Derin nefes almakla veya öksürmekle ağrı artabilir.
    • Plörit: Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu oluşan bu durum, nefes alırken keskin bir göğüs ağrısına neden olabilir.
    • Astım: Astım atakları sırasında hava yollarının daralması sonucu göğüste sıkışma ve ağrı hissedilebilir.
  4. Psikolojik Nedenler:
    • Anksiyete ve Panik Atak: Yoğun stres, kaygı ve panik ataklar sırasında göğüste sıkışma, daralma, batma veya yanma gibi çeşitli ağrılar hissedilebilir. Bu tür ağrılar genellikle kısa sürelidir ve diğer psikolojik belirtilerle birlikte görülür.
  5. Diğer Nedenler:
    • Zona (Herpes Zoster): Göğüs bölgesinde çıkan zona döküntülerinden önce veya sırasında şiddetli sinirsel ağrılar hissedilebilir.
    • Akciğer Embolisi: Akciğer damarlarında oluşan bir kan pıhtısı sonucu ani ve şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı ve öksürük görülebilir. Bu acil bir durumdur.

Ne Zaman Kalp Krizinden Şüphelenmeli?

Her ne kadar göğüs ağrısının pek çok nedeni olsa da, aşağıdaki belirtilerin eşlik ettiği göğüs ağrılarında kalp krizi riski daha yüksektir ve derhal tıbbi yardım alınması gereklidir:

  • Göğüste baskı, sıkışma, ezilme veya ağırlık hissi
  • Sol kola, çeneye, sırta veya boyuna yayılan ağrı
  • Nefes darlığı
  • Soğuk terleme
  • Mide bulantısı veya kusma
  • Baş dönmesi veya sersemlik
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı

Göğüs ağrısı ciddiye alınması gereken bir semptomdur. Ağrının nedeni ne olursa olsun, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi önemlidir. Özellikle yukarıda belirtilen kalp krizi şüphesi uyandıran belirtilerle birlikte görülen göğüs ağrılarında vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalıdır.

21 Haziran 2025, 18:13
7

Anoreksiya Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yolları Nelerdir?

Günümüz dünyasında güzellik standartlarının ve beden imajının yoğun baskısı altında, özellikle genç bireylerde ortaya çıkan ciddi sağlık sorunlarından biri de anoreksiya nervozadır. Anoreksiya, sadece besin kısıtlamasıyla karakterize bir yeme bozukluğu olmanın ötesinde, bireyin psikolojisini ve fiziksel sağlığını derinden etkileyen, potansiyel olarak hayati tehlike taşıyan psikolojik bir rahatsızlıktır.
Anoreksiya Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yolları Nelerdir?

Anoreksiya nervoza, anormal derecede düşük vücut ağırlığına sahip olma, kilo almaktan aşırı derecede korkma ve vücut imajında çarpık bir algı ile tanımlanan, yaşamı tehdit eden bir yeme bozukluğudur. Genellikle ergenlik dönemindeki genç kızlarda daha sık görülse de, her yaş ve cinsiyetten bireyi etkileyebilir. Hastalar, normal kilolarının çok altında olmalarına rağmen kendilerini şişman hisseder ve yemek yemeyi reddederek veya aşırı egzersiz yaparak mevcut kilolarını korumaya çalışırlar. Başlangıçta iştah kontrol altına alınabilse de, ilerleyen süreçte iştah tamamen kaybolabilir ve vücut hastalık derecesinde zayıflayabilir.

Anoreksiyanın Nedenleri: Karmaşık Bir Etkileşim

Anoreksiya nervozanın tek bir nedeni yoktur; genellikle biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar.

  • Biyolojik Nedenler: Duyarlı, azimli ve mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip bireylerde daha sık görülebilir. Genetik yatkınlığa dair kesin çalışmalar olmasa da, ailede anoreksiya öyküsü olanlarda risk daha yüksek olabilir.
  • Psikolojik Nedenler: Bebeklik ve çocukluk dönemindeki yanlış beslenme davranışları risk faktörü oluşturabilir. Utangaç, depresif, obsesif kompülsif kişilik bozukluğuna sahip gençlerde, sevgi bağı düşük ebeveynlere sahip olanlarda ve cinsel istismara uğramış bireylerde anoreksiya nervoza görülme riski artabilir.
  • Çevresel Faktörler: Moda dünyasının dayattığı "sıfır beden" algısı, özellikle ergenlik çağındaki gençleri olumsuz etkileyebilir. Dansçılar, balerinler, mankenler gibi meslek gruplarında, iş yaşamlarındaki rekabet ve beklentiler nedeniyle yeme bozuklukları riski daha yüksektir.
Media content

Belirtileri: Fiziksel ve Psikolojik Uyarı İşaretleri

Anoreksiya nervozanın belirtileri hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde kendini gösterir:

  • Yemek yemeyi reddetme veya çok sınırlı bir diyet programı uygulama.
  • Aşırı egzersiz yaparak kilo kaybetme veya mevcut kiloyu koruma çabası.
  • Kilo alma korkusu ve açlığa rağmen açlık durumunu inkar etme.
  • Sürekli tartılma ihtiyacı hissetme.
  • Yemekten sonra kusma veya diüretik/müshil ilaçları kullanma.
  • Tuvalette uzun zaman geçirme.
  • Ciddi kilo kaybına bağlı olarak adet düzensizlikleri veya kesilmesi.
  • Saç dökülmesi, ince ve kırılgan tırnaklar.
  • Soğuğa karşı hassasiyet, tansiyon düşüklüğü, kabızlık, nabız düşüklüğü.
  • Mizaç dalgalanmaları, düşük benlik saygısı, içe dönüklük, obsesyon ve depresyon gibi psikiyatrik belirtiler.

Tanı ve Tedavi: Multidisipliner Bir Yaklaşım

Anoreksiya nervoza tanısı, kilo kaybına neden olabilecek diğer hastalıkların dışlanması ve bireyin klinik ile psikolojik bulgularının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesiyle konulur. Tedavi, genellikle bir psikiyatrist, diyetisyen, psikolog, ortopedi uzmanı, endokrinolog, fizyoterapist ve hemşirelerden oluşan multidisipliner bir ekibin işbirliğini gerektirir.

Ciddi kilo kaybı yaşayan hastalar, tıbbi tedavi ve besin takviyesi için hastanede kontrol altında tutulabilir. Psikoterapi seansları, bireyin kimlik duygusunu ve öz saygısını geri kazanmasına yardımcı olurken, aile katılımı tedavinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Hastalığın nüks etme oranının yüksek olması nedeniyle, tedavi sonrası da sürekli kontrol altında tutulması büyük önem taşır.

Unutulmamalıdır ki anoreksiya nervoza, tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabilen ciddi bir hastalıktır. Erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımları, hastaların iyileşme şansını önemli ölçüde artırır.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...