Bugünün Haberi
1 Temmuz 2025, 20:36
0

Koşu mu, Yürüyüş mü? Yağ Yakımında Hangisi Daha Etkili? Bilimsel Verilerle Uzun Vadeli Başarı Sırrı!

Kilo vermek ve formda kalmak isteyenlerin kafasındaki en büyük sorulardan biri: Koşu mu daha çok yağ yakar, yoksa yürüyüş mü? Bu iki popüler egzersiz türü arasında yapılan karşılaştırmalar, her birinin kendine özgü avantajları olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, nihai yağ kaybı başarısının, egzersizin türünden çok, sürdürülebilirlik, doğru beslenme ve kişisel uyumla belirlendiğinin altını çiziyor.
Koşu mu, Yürüyüş mü? Yağ Yakımında Hangisi Daha Etkili? Bilimsel Verilerle Uzun Vadeli Başarı Sırrı!

Kalori Yakımı Yarışı: Koşu Önde Ama Yürüyüşün Gizli Gücü Var!


Yaklaşık 73 kilogram ağırlığındaki bir birey için yapılan hesaplamalara göre:

  • Koşu: Dakikada ortalama 15.1 kalori yakımıyla öne çıkıyor. 30 dakikalık bir koşuyla yaklaşık 453 kalori harcanabilir.
  • Yürüyüş: Dakikada ortalama 8.7 kalori harcıyor.

İlk bakışta koşu daha cazip görünse de, yürüyüşün düşük etkili yapısı, antrenman süresini artırma konusunda büyük bir avantaj sunuyor. Günde 1 saatlik düzenli bir yürüyüşle haftada yaklaşık 1800 kalori yakmak mümkün. Bu, üç gün yapılan 30 dakikalık tempolu koşuya eşdeğer bir enerji açığı yaratabilir. Yani, toplam kalori yakımı açısından yürüyüş de düzenli yapıldığında oldukça etkili olabiliyor.



Yoğunluk ve Yakıt Kullanımı: Yağ mı, Karbonhidrat mı?


Egzersiz yoğunluğu, vücudun hangi enerji kaynağını (yağ veya karbonhidrat) kullandığını doğrudan etkiler:

  • Yürüyüş (Düşük Yoğunluk): Daha çok yağları yakıt olarak kullanma eğilimindedir. Bu durum, "yağ yakım bölgesi" olarak bilinen düşük kalp hızı aralığında gerçekleşir.
  • Koşu (Yüksek Yoğunluk): Daha çok karbonhidratları yakıt olarak kullanır.

Ancak düşük yoğunluklu egzersizin her zaman daha fazla yağ kaybı anlamına gelmediğini unutmamak gerekir. Bazı araştırmalar, düşük tempolu yürüyüşün daha yüksek yağ oksidasyonu sağladığını gösterse de, koşu toplam kalori yakımı ve iştah kontrolü sayesinde uzun vadede daha fazla yağ kaybına yol açabilir.



Koşu ve İştah Kontrolü: Antrenman Sonrası Avantaj


Koşu, egzersiz sonrası fazla oksijen tüketimi (EPOC) etkisiyle, antrenman bittikten sonra bile kalori yakımının devam etmesini sağlar. Ayrıca araştırmalar, koşucuların egzersiz sonrası daha az yemek yediğini, yürüyüş yapanların ise yaktıkları kalorinin yaklaşık %28’ini yiyeceklerle telafi etme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Bu da koşunun, iştah düzenlemesi açısından bir avantaja sahip olduğunu düşündürüyor.



Media content

Yaralanma Riski ve Sürdürülebilirlik: Uzun Vadede Hangisi Daha İyi?


Egzersiz seçimi yaparken yaralanma riski ve sürdürülebilirlik önemli faktörlerdir:

  • Koşu: Eklemlere vücut ağırlığının 2.5 ila 3 katı kadar yük bindirir. Bu durum, özellikle yeni başlayanlar ve aşırı kilolu bireyler için kaval kemiği ağrıları, diz problemleri ve plantar fasiit gibi sakatlanma risklerini artırabilir.
  • Yürüyüş: Eklemlere sadece vücut ağırlığının yaklaşık 1.2 katı kadar yük bindirir. Bu, onu daha nazik, eklem dostu ve dolayısıyla daha sürdürülebilir bir seçenek haline getirir.

On binlerce kişinin yıllarca izlendiği araştırmalar, koşu yapan bireylerin vücut kitle indekslerinde (BMI) yürüyüş yapanlara kıyasla daha fazla düşüş yaşandığını gösteriyor. Özellikle aşırı kilolu bireylerde koşu, MET-saat başına %90’a varan oranlarda daha fazla kilo kaybı sağlayabilir. Ancak bu, herkes için ideal olduğu anlamına gelmiyor; daha düşük kilolu veya eklem problemi yaşayan bireyler için yürüyüş, daha uygun ve risksiz bir alternatif sunar.



Kalıcı Yağ Kaybının Anahtarı: Beslenme ve Kişisel Uyum


Tüm bilimsel verilere rağmen, uzmanlar kalıcı ve sağlıklı yağ kaybının temelinde doğru beslenmenin yattığını kesin bir dille vurguluyor. Egzersizin tek başına kilo kaybı üzerindeki etkisi sınırlı olmakla birlikte, diyetle birlikte uygulandığında hem kilo kaybını hızlandırıyor hem de verilen kilonun korunmasına yardımcı oluyor.

Koşu mu, yürüyüş mü? Bu sorunun yanıtı, kişisel tercihlerinize, mevcut sağlık durumunuza, kilonuza ve yaşam tarzınıza bağlıdır. Kısa sürede yüksek kalori yakmak isteyen, kondisyonu iyi bireyler için koşu cazip bir seçenek olabilir. Ancak uzun vadeli, sürdürülebilir ve düşük riskli bir yol arayanlar için yürüyüş güçlü bir alternatiftir.

Uzmanlar, mümkünse her iki aktivitenin de spor rutinine dahil edilmesinin en ideal yaklaşım olduğunu belirtiyor. Günlük yürüyüş rutini, haftalık birkaç koşu seansı ve dengeli bir beslenme planı ile kalıcı yağ kaybı ve genel sağlık hedeflerine ulaşmak mümkündür. Önemli olan, size uygun olanı bulmak ve düzenliliği sağlamaktır.

1 Temmuz 2025, 20:31
0

Kalp Cerrahı Uyardı: Popüler Beslenme Trendi Kalp Krizi Nedeni Olabilir!

Sosyal medyada hızla yayılan ve birçok kişinin denediği "Etçil Diyet" (Carnivore Diyeti), kırmızı et, yumurta ve tereyağı gibi hayvansal gıdalara dayanırken, karbonhidratı tamamen dışlıyor. Ancak uzmanlar, bu beslenme trendinin uzun vadeli sağlık riskleri, özellikle de kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. ABD'li kalp cerrahı Dr. Dmitry Yaranov, bu diyetin kalp krizine davetiye çıkarabileceğini ve dışarıdan fit görünen kişilerde bile büyük riskler taşıdığını açıkladı.
Kalp Cerrahı Uyardı: Popüler Beslenme Trendi Kalp Krizi Nedeni Olabilir!

"Görünürde Heykel Gibi Ama Damarları Farklı Bir Hikaye Anlatıyor"


DailyMail'de yer alan habere göre, Dr. Dmitry Yaranov, yüksek proteinli diyetlerin, dışarıdan son derece atletik ve formda görünen 35 yaşındaki bireylerde bile kalp krizine yol açabileceğini belirtiyor. Instagram'da 11 milyondan fazla izlenen bir videosunda Yaranov, takipçilerini şu sözlerle uyarıyor: "Hastalarım dışarıdan heykel gibi görünüyor olabilir. Ancak damarlarının içi bambaşka bir hikâye anlatıyor."

Yaranov, atletik bir vücuda sahip olmanın veya düşük vücut yağına sahip olmanın, arterlerde (atardamarlar) plak oluşumundan koruyamayacağını vurguluyor. Bu durum, sağlıklı görünen bireylerin bile beslenme alışkanlıkları nedeniyle risk altında olabileceğine dikkat çekiyor.



Etçil Diyetin Gizli Tehlikeleri: C Vitamini ve Lif Eksikliği


Uzmanlara göre, sadece hayvansal gıdalara dayalı bir beslenme düzeni, vücutta önemli besin eksikliklerine yol açabiliyor:

  • C Vitamini ve Lif Eksikliği: Meyve, sebze ve tahıl gibi bitkisel kaynakların dışlanması, özellikle C vitamini ve lif eksikliği riskini artırır. Bu durum, iskorbüt gibi hastalıklara ve sindirim sorunlarına yol açabilirken, belirli kanser türlerinin riskini de artırabilir.
  • Yüksek Kolesterol ve Damar Hasarı: Etçil diyetin doymuş yağ oranının yüksek olması, kan kolesterol seviyelerini yükseltir. Bu durum, atardamarların daralmasına ve damar duvarlarında aterosklerotik plak oluşumuna yol açarak kalp krizi ve felç riskini önemli ölçüde artırır.


Media content

Bilimsel Araştırmalar Etçil Diyetin Risklerini Destekliyor


Birden fazla bilimsel araştırma, kırmızı et ağırlıklı beslenmenin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyuyor:

  • Harvard Üniversitesi'nin 40 Yıllık Araştırması: 200 binden fazla kişiyi kapsayan bu devasa çalışma, en fazla kırmızı et tüketen bireylerin, en az tüketenlere kıyasla yüzde 62 daha fazla sağlık riski taşıdığını gösterdi.
  • Oxford Üniversitesi Araştırması: Günde sadece 50 gram fazladan kırmızı et tüketiminin kalp hastalığı riskini yüzde 18 artırdığı ortaya kondu.
  • Tip 2 Diyabet Riski: 2023 yılında yapılan araştırmalar, haftada sadece iki porsiyon kırmızı et tüketen bireylerde bile tip 2 diyabet riskinin arttığını gösterdi.

Dr. Yaranov, "Gerçek sağlık kas gücüyle değil, damar sağlığıyla ölçülür," diyerek uyarıyor ve ekliyor: "Eğer beslenmeniz damar iç yüzeyini (endotel) tahrip ediyorsa, ne kadar güçlü olursanız olun fark etmez."



Sağlıklı Beslenme İçin Uzman Tavsiyeleri


Uzmanlar, etobur diyeti gibi aşırı kısıtlayıcı ve uzun vadede sürdürülen diyetlerin kronik inflamasyon, damar hasarı ve metabolik bozulmalara yol açabileceği konusunda uyarıyor. İngiltere Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) de, etin protein, demir, çinko ve B vitaminleri açısından zengin bir kaynak olduğunu kabul etmekle birlikte, kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin sınırlandırılmasını öneriyor.

NHS'ye göre, sağlıklı bir beslenme düzeninde yağsız etler tercih edilmeli ve doymuş yağ içeriği azaltılmalıdır. Özellikle işlenmiş etlerin (sosis, hamburger köftesi vb.) sağlık risklerinin daha belirgin olduğu, ancak aşırı miktarda tüketilen işlenmemiş kırmızı etin de benzer sorunlara yol açabileceği unutulmamalıdır.

2023 verileri, kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler sorunlardan kaynaklanan erken ölümlerin son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor. İngiltere'de 40 yaş altı bireylerde kalp krizi tedavisi görenlerin sayısında artış yaşanırken, obezite, yüksek tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıkların yaygınlaşması, kalp sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.

Sağlıklı bir yaşam için dengeli ve çeşitli bir beslenme düzeninin benimsenmesi, aşırı kısıtlayıcı diyetlerden kaçınılması ve düzenli doktor kontrolleri büyük önem taşımaktadır.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...