Sad Suresi: Okunuşu, Anlamı ve Faziletleriyle Manevi Rehberlik Kaynağı

Mekke döneminde inen Sad Suresi, toplam 88 ayetten oluşur. Surede, peygamberlerin yaşadığı zorluklar karşısındaki sabırları, Allah'ın sınırsız kudreti ve inananlara vaat edilen mükafatlar üzerinde durulmaktadır. Müminler için güçlü bir iman ve sabır dersi niteliği taşıyan Sad Suresi, aynı zamanda İblis'in kıssası ile kibir ve itaatsizliğin sonuçlarına dikkat çeker.
Sad Suresi Okunuşu
Sureyi okurken, sadece harfleri telaffuz etmekle kalmayıp, ayetlerin derin anlamları üzerinde düşünerek huşu içinde okumak büyük önem taşır:
Bismillahirrahmanirrahim.
- Sad, vel kur’ani ziz zikr.
- Belillezine keferu fi ızzetin ve şikak.
- Kem ehlekna min kablihim min karnin fe nadev ve late hine menas.
- Ve acibu en caehum munzirun minhum ve kalel kafirune haza sahırun kezzab.
- E cealel alihete ilahen vahıda, inne haza le şey’un ucab.
- Ventalekal meleu minhum enimşu vasbiru ala alihetikum inne haza le şey’un yurad.
- Ma semi’na bi haza fil milletil ahıreh, in haza illahtilak.
- E unzile aleyhiz zikru min beynina, bel hum fi şekkin min zikri, bel lemma yezuku azab.
- Em indehum hazainu rahmeti rabbikel azizil vehhab.
- Em lehum mulkus semavati vel ardı ve ma beynehuma, felyerteku fil esbab.
- Cundun ma hunalike mehzumun minel ahzab.
- Kezzebet kablehum kavmu nuhın ve adun ve fir’avnu zul evtadi.
- Ve semudu ve kavmu lutın ve ashabul eykeh, ulaikel ahzab.
- İn kullun illa kezzeber rusule fe hakka ıkab.
- Ve ma yanzuru haulai illa sayhaten vahıdeten ma leha min fevak.
- Ve kalu rabbena accil lena kıttana kable yevmil hisab.
- Isbır ala ma yekulune vezkur abdena davude zel eyd, innehu evvab.
- İnna sahharnel cibale meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrak.
- Vet tayre mahşureh, kullun lehu evvab.
- Ve şededna mulkehu ve ateynahul hikmete ve faslel hıtab.
- Ve hel etake nebeul hasm, iz tesevverul mihrab.
- İz dehalu ala davude fe fezia minhum kalu la tehaf, hasmani bega ba’duna ala ba’dın fahkum beynena bil hakkı ve la tuştıt vehdina ila sevais sırat.
- İnne haza ahi lehu tis’un ve tis’une na’ceten ve liye na’cetun vahidetun fe kale ekfilniha ve azzeni fil hıtab.
- Kale lekad zalemeke bi suali na’cetike ila niacih, ve inne kesiren minel huletai le yebgi ba’duhum ala ba’dın illellezine amenu ve amilus salihati ve kalilun ma hum, ve zanne davudu ennema fetennahu festagfere rabbehu ve harre rakian ve enab.
- Fe gaferna lehu zalik, ve inne lehu indena le zulfa ve husne meab.
- Ya davudu inna cealnake halifeten fil ardı fahkum beynen nasi bil hakkı ve la tettebiil heva fe yudılleke an sebilillah, innellezine yadıllune an sebilillahi lehum azabun şedidun bi ma nesu yevmel hisab.
- Ve ma halaknes semae vel arda ve ma beynehuma batıla, zalike zannullezine keferu, fe veylun lillezine keferu minen nar.

- Em nec’alullezine amenu ve amilus salihati kel mufsidine fil ardı em nec’alul muttekine kel fuccar.
- Kitabun enzelnahu ileyke mubarekun li yeddebberu ayatihi ve li yetezekkere ulul elbab.
- Ve vehebna li davude suleyman, ni’mel abd, innehu evvab.
- İz urıda aleyhi bil aşiyyis safinatul ciyad.
- Fe kale inni ahbebtu hubbel hayri an zikri rabbi, hatta tevaret bil hicab.
- Rudduha aleyy, fe tafika meshan bis sukı vel a’nak.
- Ve lekad fetenna suleymane ve elkayna ala kursiyyihi ceseden summe enab.
- Kale rabbigfir li veheb li mulken la yenbagi li ehadin min ba’di, inneke entel vehhab.
- Fe sehharna lehur riha tecri bi emrihi ruhaen haysu esab.
- Veş şeyatine kulle bennain ve gavvasın.
- Ve aharine mukarrenine fil asfad.
- Haza atauna femnun ev emsik bi gayri hisab.
- Ve inne lehu ındena le zulfa ve husne meab.
- Vezkur abdena eyyub, iz nada rabbehu enni messeniyeş şeytanu bi nusbin ve azab.
- Urkud biriclik, haza mugteselun baridun ve şerab.
- Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehum meahum rahmeten minna ve zikra li ulil elbab.
- Ve huz bi yedike dıgsen fadrıb bihi ve la tahnes, inna vecednahu sabira, ni’mel abd, innehu evvab.
- Vezkur ıbadena ibrahime ve ishaka ve ya’kube ulil eydi vel ebsar.
- İnna ahlasnahum bi halisatin zikred dar.
- Ve innehum ındena le minel mustafeynel ahyar.
- Vezkur ismaile velyesea ve zel kifl, ve kullun minel ahyar.
- Haza zikr, ve inne lil muttekine le husne meab.
- Cennati adnin mufettehaten le humul ebvab.
- Muttekine fiha yed’une fiha bi fakihetin kesiretin ve şerab.
- Ve ındehum kasıratut tarfi etrab.
- Haza ma tuadune li yevmil hisab.
- İnne haza le rızkuna ma lehu min nefad.
- Haza, ve inne lit tagıyne le şerre meab.
- Cehennem, yaslevneha, fe bi’sel mihad.
- Haza fel yezukuhu hamiymun ve gassak.
- Ve aharu min şeklihi ezvac.
- Haza fevcun muktehımun meakum, la merhaben bihim, innehum salun nar.
- Kalu bel entum, la merhaben bikum, entum kaddemtumuhu lena, febi’sel karar.
- Kalu rabbena men kaddeme lena haza fe zidhu azaben dı’fen fin nar.
- Ve kalu ma lena la nera ricalen kunna neudduhum minel eşrar.
- Ettehaznahum sıhriyyen em zagat anhumul ebsar.
- İnne zalike le hakkun tehasumu ehlin nar.
- Kul innema ene munzirun ve ma min ilahin ilallahul vahıdul kahhar.
- Rabbus semavati vel ardı ve ma beynehumel azizul gaffar.
- Kul huve nebeun azimun.
- Entum anhu mu’ridun.
- Ma kane liye min ilmin bil meleil a’la iz yahtesımun.
- İn yuha ileyye illa ennema ene nezirun mubin.
- İz kale rabbuke lil melaiketi inni halikun beşeren min tin.
- Fe iza sevveytuhu ve nefahtu fihi min ruhi fe kau lehu sacidin.
- Fe secedel melaiketu kulluhum ecmaun.
- İlla iblis, istekbere ve kane minel kafirin.
- Kale ya iblisu ma meneake en tescude lima halaktu bi yedeyy, estekberte em kunte minel alin.
- Kale ene hayrun minh, halakteni min narin ve halaktehu min tin.
- Kale fahruc minha fe inneke recim.
- Ve inne aleyke la’neti ila yevmid din.
- Kale rabbi fe enzırni ila yevmi yub’asun.
- Kale fe inneke minel munzarin.
- İla yevmil vaktil ma’lum.
- Kale fe bi izzetike le ugviyennehum ecmain.
- İlla ibadeke minhumul muhlasin.
- Kale fel hakku vel hakka ekul.
- Le emleenne cehenneme minke ve mimmen tebiake minhum ecmain.
- Kul ma es’elukum aleyhi min ecrin ve ma ene minel mutekellifin.
- İn huve illa zikrun lil alemin.
- Ve le talemunne nebeehu ba’de hin.

Sad Suresi Türkçe Anlamı (Diyanet Meali)
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı meal, suredeki ayetlerin derin anlamlarını ve müminlere yönelik mesajları anlaşılır bir dille sunar:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
- Sad. Bu öğütle dolu Kur’an’a bak!
- Fakat o küfredenler bir onur ve ayrılık içindeler.
- Kendilerinden önce nicelerini helak ettik. Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi.
- İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler: “Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı” dediler.
- İlâhları bir tek ilâh mı kılmış? Bu gerçekten şaşılacak bir şey, çok tuhaf!
- İçlerinden o heyet fırladı ve şöyle dedi: “Tanrılarınız üzerinde sabır ve sebat edin? Bu gerçekten arzu edilen şey, bir istek!
- Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.
- O Kur’an aramızdan ona mı indirilmiş? Doğrusu onlar benim Kur’an’ımdan bir kuşkulu şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.
- Yoksa sana onu (Kur’an’ı) veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı?
- Yoksa bütün o göklerin, yerin ve aralarındakilerin mülkü onların mı? Öyle ise sebepler içinde üstüne çıksınlar (bütün sebeplere başvurarak yukarı çıkma yollarını denesinler).
- Onlar burada hiziplerin döküntülerinden kalma bozuk (muhtelif partilerden bozguna uğramış) bir ordudur.
- Onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve o kazıkların (büyük yapıtların) sahibi Firavun da peygamberleri yalanladılar.
- Semud, Lut ve Eykeliler de… İşte o partililer bunlardır.
- Başka değil hepsi gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.
- Onlar başka değil sadece bir tek sayhaya bakıyorlar. Öyle ki, ona hık yok!
- Bir de: “Ey Rabbimiz, hesap gününden önce bizim pusulamızı (payımızı) acele ver!” dediler.
- Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud’u an! Çünkü o evvâb (içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri) idi.
- Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.
- Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik). Hepsi onun için terci yapardı (ona uyarak âhenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).
- Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
- Bir de davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
- O zaman Davud’un yanına giriverdiler de onlardan telâşa düştü. Ona “Korkma!” dediler, “Biz iki davacıyız, birimiz diğerinin hakkına tecavüz etti. Şimdi sen aramızda doğrulukla hükmet ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar.”
- “Şu benim kardeşim, onun doksan dokuz kişi koyunu var, benim ise bir tek dişi koyunum var, böyle iken; “Onu da bana bırak” dedi. Ve beni söyleşmede (tartışmada) yendi.” diye anlattı.
- (Davut) dedi ki: “Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir. Gerçekten karışıkların (bir toplum içinde yaşayanların) çoğu biribirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az. Davut kendisini imtihan ettiğimizi sanmıştı. Hemen Rabbinden mağfiret diledi, rüku ederek yere kapandı, tevbe ederek (Allah’a) yöneldi.
- Biz de bu hatasını kendisine bağışladık. Gerçekten ona, yanımızda bir yakınlık ve akıbet (dönüş) güzelliği vardır.
- Ey Davut, gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında doğrulukla hükmet, keyf(in)e uyma ki, seni Allah yolundan sapıtmasın; çünkü Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttukları için kendilerine pek şiddetli bir azap vardır.
- Hem o göğü, yeri ve aralarındakileri Biz boşuna yaratmadık. O, küfredenlerin zannı. Onun için küfredenlere ateşten bir veyl var.
- Yoksa iman edip de salih amel işleyenleri Biz o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız? Yoksa o takva sahiplerini, arsız çapkınlar gibi yapar mıyız?
- Bu çok mübarek kitabı, sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.
- Bir de Davud’a Süleyman’ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah’a yönelirdi.
- Kendisine akşam üstü üç ayağını basıp dördüncüsünü tırnağını dikerek duran safkan atlar gösterildiğinde:
- Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum. Nihayet (atlar) hicaba gizlendi (ahırlara çekildi veya koşuda gözden kayboldular).
- “Geri getirin onları bana” dedi ve tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeye başladı.
- Andolsun ki Süleyman’ı fitneye düşürdük ve tahtının üzerine bir ceset bıraktık. Sonra tevbe ile önceki haline döndü.
- “Ya Rab, beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki ardımdan hiç kimseye yaraşmasın. Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin, Sen.” dedi.
- Bunun üzerine Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
- Bütün bina yapan, dalgıçlık yapan şeytanları da.
- Ve zincirlere çatılmış (vurulmuş) diğerlerini de.
- İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok, dedik.
- Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve bir akıbet güzelliği vardır.
- Kulumuz Eyyub’u da an o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: “Bak bana, meşekkat ve acı ile şeytan dokundu!”
- “Ayağınla depren! İşte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su.” dedik.
- Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun.
- Bir de: “Elinle bir demet al da onunla (eşine) vur, yemininde durmamazlık etme.” dedik. Gerçekten Biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul! Hakikaten o bir evvabtır (daima Allah’a yönelmektedir).
- Eller ve gözler sahipleri (güçlü ve basiretli) kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da an.
- Çünkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
- Çünkü onlar, gerçekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.
- İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.
- İşte bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (varış yeri) vardır.
- Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.
- İçlerine kurularak orada bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir.
- Yanlarında da gamzeleri kasan (bakışları yalnız kocalarına dönük) aynı yaşta dilberler vardır.
- İşte bu, o hesap günü için size va’dedilenlerdir.
- İşte bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.
- Bu böyledir. Şüphesiz azgınlar için de kötü bir gelecek vardır.
- Cehennem! Ona yaşlanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!
- İşte kaynar su ve irin; tatsınlar onu.
- Ve o şekilden çifter çifter diğer azaplar.
- Şu maiyyetiniz, göğüs germiş bir alay! Onlara merhaba (rahatlık) yok; çünkü onlar cehenneme salınıyorlar.
- (Bu topluluk): “Hayır, asıl size rahatlık yok, bunu bize siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!” derler.
- Ey Rabbimiz, bize bunu hazırlayanın ateşteki azabını kat kat artır, derler.
- Bir de derler ki: “Biz bayağılardan saydığımız o adamları ne diye görmüyoruz?
- Onları alaya aldıydık ya! Yoksa gözler kendilerinden kaydı mı?”
- Şüphesiz şu bir gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.
- De ki: “Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur.”
- O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.”
- De ki: “Bu (Kur’an) bir büyük haberdir;
- Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.
- Benim bir bilgim olmazdı, (insanın yaratılışı hakkında) melekler yüce mecliste tartışırlarken.
- Fakat ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor.”
- Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: “Haberiniz olsun, Ben bir çamurdan bir insan yaratmaktayım.
- Onu şekillendirip ruhumdan ona üfledim mi, derhal ona secdeye kapanın!”
- Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.
- Yalnız iblis kibirlenmek istedi ve kafirlerden oldu.
- Allah: “Ey iblis, o Benim iki elimle (kudretimle) yarattığıma secde etmene sana ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi bulunuyorsun?” dedi.
- (İblis) dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın.”
- (Allah): “Hemen çık oradan, çünkü artık sen kovuldun.
- Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir.” buyurdu.
- (İblis de): “Yarab, o halde insanların diriltilecekleri güne kadar beni geri bırak.” dedi.
- (Allah): “Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.” buyurdu.
- (Allah): “Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.” buyurdu.
- (İblis): “Öyle ise yüceliğine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatıp saptırırım.
- Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna.” dedi.
- (Allah) buyurdu ki: “O doğru ve Ben hep doğruyu söylerim.
- Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlardan, topunuzdan tıkabasa dolduracağım.”
- De ki: “Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve ben yapmacık davrananlardan da değilim.
- O (Kur’an) bütün âlemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.
- Ve herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.”

Sad Suresi Hakkında Merak Edilenler
Sad Suresi hakkında sıkça sorulan soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz:
- Sad Suresi Kaç Ayettir? Sad Suresi, toplamda 88 ayetten oluşur. Bu ayetlerde, peygamberlerin kıssaları, Allah'ın kudreti ve inananların mükafatları anlatılmaktadır.
- Sad Suresi Kaçıncı Cüzde? Kur'an-ı Kerim'de Sad Suresi, 23. cüzde yer alır. Bu cüz, Kur'an'ın önemli mesajlarını içeren bölümlerden biridir.
- Sad Suresi Kaçıncı Sayfada? Sad Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 453 ile 458. sayfaları arasında yer alır.
- Sad Suresi Abdestsiz Okunur Mu? Genel olarak, Kur'an-ı Kerim'deki surelerin abdestsiz okunmaması tavsiye edilir. Ancak, sureyi dinlemek abdestsiz de mümkündür.
Sad Suresi'nin derinliklerini keşfetmek, imanınızı güçlendirmek ve manevi yolculuğunuza ışık tutmak için bu rehberi kullanabilirsiniz.
İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Disney Plus'ın Yeni Yaz Dizisi "Aşkı Hatırla" Yayında: Konusu ve Yıldızlarla Dolu Oyuncu Kadrosu!
25 Haziran 2025

Saf Suresi: Anlamı, Faziletleri ve Okunuşuyla Allah Yolunda Birlik Ruhu
25 Haziran 2025

Paskalya Yumurtası Nasıl Yapılır? İşte Evde Rengarenk Yumurtalar Hazırlamanın Püf Noktaları!
25 Haziran 2025

İstanbul'un Gizemli Simgesi: Yerebatan Sarnıcı'nın Büyüleyici Hikayesi
25 Haziran 2025