Gökhan Aksoy

Milli Araya Girilirken Süper Lig'e Panoramik Bir Bakış

Gökhan Aksoy

Trendyol Süper Lig’de 12. hafta geride kalırken yaklaşık 10 günlük bir milli araya girildi. 2024 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinin oynanacağı bu arada geride kalan haftalara genel bir bakış atalım…

Fenerbahçe ve Galatasaray 31’er puanla ligin zirvesini paylaşırlarken onları 22 puana sahip dört takım (Adana Demirspor, Trabzonspor, Beşiktaş, Kayserispor) takip ediyor. Yaz transfer döneminde Fenerbahçe ve Galatasaray arasında resmen bir “transfer savaşı” yaşanmıştı; bu iki kulüp birbirlerine transfer çalımları atmış, yaptıkları transferlerle birbirlerini kızıştırmış, iki kulüp de bir diğerini daha fazlasını zorlamaya, cebinden daha fazlasını harcamaya meyletmişti. Yaz ayının transfer şampiyonu olan bu ikili puan durumuna da bunu yansıtmayı başarabildiler ve ligde büyük bir dominasyon kurdular. Öyle ki sezon başından beri ikisi de aynı sayıda maç kaybetti, ikisi de aynı sayıda beraberlik yaşadı, ikisi de milli araya aynı puanla girdi. Büyük bir sürpriz olmazsa, şampiyonluk yarışının Fenerbahçe ve Galatasaray arasında geçeceği, hatta diğer takımlarla arayı çok erken açacakları da aşikar.

Fenerbahçe

Sarı-Lacivertli ekip 9 sezonluk şampiyonluk hasretinin ardından bir “eski dost”a, İsmail Kartal’a emanet bu sezon. Sezon başında yapılan “cüsseli” transferlerin, İsmail Kartal tarafından nasıl idare edileceği, kariyerleri üst düzey bu oyunculardan nasıl bir oyun şekli çıkartılabileceği tartışılsa da daha oynanan ilk resmi maçtan itibaren taşlar çok kısa sürede yerine oturdu, Fenerbahçe’nin adı sanı belli, kurgusu belli, amacı belli bir oyun tarzı ortaya çıktı. Hem lig tarihinin hem Fenerbahçe tarihinin rekorları kırıldı. Avrupa liglerinin birçok yönden en iyi istatistiklerine sahip takımlarından birini izletti İsmail Hoca. Bunda oyuncu kalitesinin etkili olduğu kuşkusuz, ama lig tarihinde ne kadroların ne hallere düştüğüne defalarca şahit olduk. İsmail Kartal’ın, oyuncuların da defalarca röportajlarda dile getirdiği üzere insani ilişkileri, samimiyeti, kulübün efsanelerinden biri oluşu, egosuzluğu, inandırıcılığı ve azmi, çok büyük bir dokunuş yapabilmesini sağladı takıma. İnişler çıkışlar olacaktır, ama Fenerbahçe’nin ligde yarışa son haftaya kadar devam edeceğine inanıyorum.

Galatasaray

Geçtiğimiz sezonun şampiyonu Galatasaray bu sezon da ligde minimum kayıpla yoluna devam ediyor. Üstelik bir yandan Şampiyonlar Ligi’nin gedikli takımlarıyla üst düzey maçlar oynayarak bunu yapmayı başarabildi. Okan Buruk’un kaliteli, yetenekli ve hızlı oyuncu kadrosu, topla çok fazla haşır neşir olmadan, olabildiğince hızlı bir şekilde rakip kaleye gitmeye çalışarak, rakibi afallatarak, onu kontrpiyede bırakarak goller bulmaya çalışıyor. Takımın topu rakip kaleye getirme hızı oldukça yüksek. Orta saha Torreira’ya emanet; kapılan toplar başta Kerem ve Icardi olmak üzere hücum bölgesindeki Zaha, Ziyech gibi usta ayaklara aktarılıyor ve gerisi bu isimlerin bireysel becerilerine bırakılıyor. Muslera – Abdülkerim -  Torreira – Icardi omurgası bozulmadığı sürece, Galatasaray’ın ligde zorlanacağı maç sayısının bir elinin parmaklarını geçmesi zor görünüyor. Şampiyonluğu, Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki derbilerin belirleyeceği kesin gibi.

Beşiktaş

Siyah-Beyazlı ekipte sezon oldukça çalkantılı geçiyor. Lugano maçı hem Şenol Güneş’in hem başkan Ahmet Nur Çebi’nin sonu oldu. Yerine geçici olarak göreve getirilen Burak Yılmaz’ın soluğu uzun sürmedi, belki alınan sonuçlardan çok “hamlığı”, Beşiktaş teknik direktörlüğünü kaldıracak kapasitesinin -şimdilik” olmamasından kaynaklı geçtiğimiz hafta onunla da yollar ayrıldı ve çok uzun bir süre sonra Rıza Çalımbay, efsanesi olduğu takımına geri döndü. Beşiktaş’ta sezonun nasıl şekilleneceği, takımın önümüzdeki birkaç maçta alacağı sonuçlara bağlı biraz da. Malum, zaten ligin zirvesiyle 9 puanlık bir fark var, bu farkın biraz daha açılması durumunda tepeye yetişmek hiç kolay olmayacak.

“Büyük Sermaye”de durum böyle, peki diğerleri?

Geçtiğimiz sezonun flaş takımlarından Adana Demirspor yoluna son sürat devam ediyor. Kadroları sağlam ve oyun akılları oturmuş vaziyette. Vitesleri hep 4’te, 5 ve geri vitese takmayı da pek sevmiyorlar. Atıyor yiyor ama güzel futbol izletiyorlar. Şampiyonluğun yolu Adana deplasmanından geçiyor desek yeridir. Ligin en çetin ceviz takımlarından biriler. İstikrarsız sonuçlarla sezona giren Trabzonspor, şampiyon hocası Abdullah Avcı’yı tekrar takımın başına getirdi ve şimdilik işler rayına oturmuş gibi. Fenerbahçe karşısında alınan sükseli galibiyet, onları devre arasına kadar götürecektir! Volkan Demirel’in kısıtlı imkanlara sahip Hatayspor’u, uzun süredir transfer yasağı bulunan Kayserispor, Nuri Şahin’le son haftalarda nihayet gerçek bir çıkış yakalayabilen Antalyaspor da ligin takip edilmesi gereken takımlarından.

Hakemler

Nasıl ki kapitalizmden bahsetmeden günümüz dünyasını anlamak mümkün değilse, hakemleri konuşmadan yapılacak bir futbol sohbeti de o kadar anlamsız kalacaktır. Bütün takımların şikayetçi olduğu bir yapının ya çok başarılı ya çok başarısız olarak düşünülmesi gerekli; Türk hakemliğinin çok başarılı bir müessese olmadığı ise kesin bilgi. Hemen hemen her maçta skora etki eden bir hakem hatasıyla karşılaşmak mümkün. Özellikle büyük takımların maçlarında istisnasız her hafta ayrı bir skandalla karşılaşıyoruz. Çok uzağa gitmeye gerek yok; örneğin bu hafta Jayden Oosterwolde ümüğünden sıkılarak kündelemeye getirildi ve bu hareketi yapan oyuncu sarı kart dahi görmedi. Barış Alper Yılmaz’ın yardımcı hakemin burnunun dibinde rakibinin kafasına dirseğiyle vurması es geçildi, Icardi’ye yapılan bir penaltı görülmedi ve Bahtiyar'ın burnunun kırıldığı pozisyonda faul karşı takıma verildi. Hatalı kararların da ötesine geçen mistik olaylar yaşanıyor her hafta. Hakemler pozisyona uzak kalıyorlar, yardımcılar-dördüncüler inisiyatif almıyorlar, onların görmediklerinde VAR devreye girmiyor ya da verilen karar her neyse başka bir maçta benzer pozisyonda başka bir karar veriliyor, kararların standartı bulunmuyor. Hal böyle olunca bütün takımların taraftarları da haklarının yendiğini düşünüyorlar. Hakem sorunu çözülmeden bu topraklardaki kaotik futbol ortamının bitirilme şansı bana kalırsa bulunmuyor.

Yazarın Diğer Yazıları