Payload Logo
1 Mart 2025, 00:45
1

Toksik İlişki Nedir? Zararlı İlişki Türlerinin Sinyalleri, Derin Etkileri ve İyileşme Süreci

İlişkiler, insanların hayatlarını paylaşarak birlikte mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmesine olanak sağlayan önemli bir unsurdur. Ancak her ilişki sağlıklı ve dengeli olmayabilir. Bazı ilişkiler, özellikle de toksik ilişkiler , kişilerin duygusal, psikolojik hatta fiziksel sağlığını tehdit edebilir. Peki, toksik ilişki nedir? Nasıl anlaşılır ve bu tür ilişkilerden nasıl kurtulunur? İşte bilmeniz gerekenler.
Toksik İlişki Nedir? Zararlı İlişki Türlerinin Sinyalleri, Derin Etkileri ve İyileşme Süreci

Toksik İlişki Nedir?

Toksik ilişki, bir tarafın sürekli olarak aşağılandığı, manipüle edildiği, anlaşılmadığı veya kendini güvensiz hissettiği bir ilişki türüdür. Bu tür ilişkilerde genellikle sağlıklı iletişim eksiktir. Bir taraf, diğerini kontrol etmeye çalışır ve ilişkinin dengesini bozar. Toksik ilişkiler, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda fiziksel şiddet içerebilir.

Bu tür ilişkilerde kişiler, başlangıçta sorunları fark etmeyebilir. Ancak zamanla ortaya çıkan eleştiriler, küçümsemeler ve sürekli çatışmalar, ilişkinin zehirli bir hal aldığını gösterir.

Toksik İlişki Nasıl Olur?

Toksik ilişkiler genellikle yavaş yavaş gelişir. Başlangıçta her şey normal görünse de, zamanla belirginleşen bazı işaretler bu tür ilişkilerin varlığını ortaya çıkarır. İşte toksik bir ilişkinin en yaygın özellikleri:

Sürekli Eleştiri: Partneriniz sizi sürekli eleştiriyor, yaptığınız hiçbir şeyden memnun kalmıyor ya da sizi değersizleştirmeye çalışıyor.
Kıskançlık ve Güvensizlik: Sizin sosyal çevrenize, arkadaşlarınıza veya ailenize karşı aşırı kıskançlık gösteriliyor.
Duygusal Şantaj: Sizi suçlu durumuna düşürmek için "Beni seviyorsan bunu yapmalısın" gibi cümleler kullanılıyor.
Fiziksel veya Duygusal Şiddet: Fiziksel taciz veya sürekli olarak küfür, hakaret gibi davranışlar varsa bu durum toksikliğin açık bir işareti.
Saygısızlık ve Küçümseme: Sizin duygularınız önemsenmiyor, fikirleriniz yok sayılıyor veya özgüveniniz sistematik olarak tahrip ediliyor.


Toksik İlişki Neden Olur?

Toksik ilişkilerin oluşmasının arkasında birçok neden yatmaktadır. Bunlar şunlardır:

Geçmiş Travmalar: Kişinin geçmişte yaşadığı kötü deneyimler, güncel ilişkilerinde toksik davranışlara neden olabilir.
Özgüven Eksikliği: Özgüveni düşük kişiler, kendilerini daha iyi hissetmek için partnerlerini aşağılamayı tercih eder.
Reddedilme Korkusu: Reddedilmekten korkan kişiler, partnerlerini kontrol altına almak için duygusal şiddet uygulayabilir.
Narsisizm: Narsisist kişiler, ilişkide her zaman kendilerini merkezde görür ve partnerlerinden sürekli fedakârlık ister.
Bağımlılık Sorunları: Alkol, sigara veya madde bağımlılığı gibi sorunlar, ilişkilerde toksik davranışların artmasına yol açabilir.
Güvensizlik: Güvensizlik, yanlış düşünce ve davranışların sergilenmesine neden olabilir.

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...